Bir gün sihirli bir kapı buldum. Üzerinde büyük harflerle “ANILAR ŞEHRİ” yazıyordu. Kapıyı açar açmaz içeri çekildim ve kendimi bambaşka bir yerde buldum!
Bu şehirde binalar, yollar, hatta parklar bile benim anılarımdan yapılmıştı. İlk önce en sevdiğim oyuncaklarla dolu bir caddeye geldim. Her yerde bebeklikten beri oynadığım peluş ayılar, barbie bebekler ve bloklar vardı. Hemen yan tarafta en sevdiğim park vardı. Salıncaklar hiç durmadan sallanıyor, kaydıraklar gökyüzüne kadar uzanıyordu.
Biraz daha yürüyünce doğum günü pastalarından yapılmış bir sokak gördüm! Duvardan duvara renkli süslemeler asılıydı, havada konfeti uçuşuyordu. Burada herkes mutlu görünüyor, sürekli kahkahalar duyuluyordu.
Sonra annemle babamın bana kitap okuduğu büyük bir kütüphane çıktı karşıma. Raflarda benim en sevdiğim hikâyeler vardı ve her kitap açıldığında içinden gerçek sesler geliyordu. Masalların içine girebiliyordum!
Ama en güzel yer, “Sarılma Meydanı” ydı. Burada en mutlu anılarım saklıydı: Annemin sıcacık sarılması, babamın omzunda gezdiğim günler, dedemle el ele yürüyüşlerimiz… Bu meydanda herkes sevdiği insanlara sarılıyordu.
Kim bilir, belki rüyamda yine oraya giderim…
