Gökyüzü yıllarca ağlamıştı kimi zaman bir aşığa kimi zaman yalnızlığına ama hep ağlamıştı, gözyaşları tenimin üzerine akıp izler bırakmıştı. Üstümdeki keder bundandı ben topraktan değil gözyaşlarından ibarettim. kimine göre bir zindan kimineyse sonsuz bir ev vaad etmiştim.
Geceleri yardım çığlıklarını dinlemiştim, çaresiz seslerin melodileri ile uyumayı öğrenmiştim. İnsanlar, onlar dur durak bilmeyen birer canavarlar ben kederle kendimi bulmuş onlar kendilerini kedere boğmuş nefeslerini kesiyorlardı. İzliyordum anlamaya çalışıyordum ama onlar anlaşılmak değil kurtulmak istiyorlardı.
Her gece bir kaç insan kendini kanallara atarak ruhunu bana teslim ediyordu sayısı artık aklımda değildi. Güveniyorlardı benim onları koruyacağıma inanıyorlardı. Bazen garip bir ses yankılanıyor, daha sonra kesiliyordu insanlar buna kahkaha diyorlardı. Çok tiz rahatsız edici bir sesti, sussunlar istiyordum yeter ki sussunlar çığlıkları geri istiyordum!
Birkaç ruh daha bırakıyordu serin sulara kendilerini onlara sarılıyordum kulaklarına her şeyin iyi olacağını söylüyor ayaklarına geçmişi pranga ediyordum. Kurtulduklarını sandıkları cehennemde onlara yol gösteriyor daha da çok boğuyordum serin sularımda.
Damarlarımın üzerine kurulu köprüler vardı her biri birer araftı, heykelden çocuklarım şehrin dört bir yanında insanları izlerdi. Her yerdeydim damarlarınız da ki kanda akar soluduğunuz havada dinlenirdim. Acınızdan kederinizden beslenirdim. Siz zavallılarıyla alay eder, gülerdim.
Ben kederdim, acıydım yaratılışım buydu yaşam da ölümde kurtuluş da bundan ibaretti yine de ölümün daha iyi olduğuna inanıyorlardı… Ben Leydi Venedik bir şehir koca bir bataktım. Topraklarıma basan, kederli gözyaşlarıyla beslenmiş sularıma dalmadan ayrılmazdı buralardan. Kanallarımda kaybolanların dilinde bir şarkı dolaşır kimi korkarak, kimi hayranlıkla, kimi ise kaybettiklerinin ağıdıyla. Yüzyıllardır dudaklarında aynı şarkı dolaşır. Benim karanlığıma adanan bu sözler, şehrin kalbinde yankılanır. İşte insanlar beni böyle anlatır:
Siyah saçları, mavi gözleri
Söylesene nereden gelir bu sözleri
Ağlar geceler, nehirlerine
Korkar herkes, onun o melankolik halleri
Belki de anlatır Leydi Venedik bize bu şehri
Çıplak ruhlu heykelleri
Hayran bırakan güzelliği
Bilir yıldızlar, parlayamazlar onun kadar
Anlar herkes, o dur onun kişiliği
Belki de anlatır Leydi Venedik bize bu zalimliği
Bilir misin kayıp bebekleri
Duyar mısın o arafta kalmış sesleri
Belki de sensindir Leydi Venedik
Bütün bu sorunların nedeni
Belki de anlatırsın bize bu cesetlerin işini…

