2035 yılının sabahıydı. Dün NASA sınavına girmiş ve başvurumu yapmıştım. Kapıma bir not geldi ve NASA’ya kabul olduğumu öğrendim. 4 saat içinde uçağım kalkıyordu. NASA’ya gittiğimde, saat 10.00 civarlarında beni küçük bir makineye alıp orada sohbet etmeye başladık. Aradan 1 yıl geçti ve Mars’a gideceğimi söylediler. Hemen annemi aradım ama ulaşamadım. Mars’a çıktığımda, koloninin içine girdim. Hemen yemek yetiştirmeye başladım çünkü bir şey olur ve Mars’ta kalırsam bir tek patates yemek istemiyordum.
Ani bir fırtına çıkacağı hissediliyordu. Meyvelerim olgunlaşmıştı, onları biriktirmiştim. Hissedildiği gibi büyük bir fırtına çıktı. Hemen koloninin içine girdim, yemeğimi yedim fakat kendimi iyice yalnız hissetmeye başladım.
Şimdi Mars’ta yaşandığı düşünülen bazı canlıları aramaya koyuldum. Hareket eden bir şey gördüm. Hiç bakmadan korkutucu bir yaratık olmasına rağmen bir sürü fotoğraf çektim. Kolonide yattım.
1 ay sonra dünyaya döndüm. Herkes benimle röportaj yapmak istiyordu. Bir mikrofona uzandım ve “Mars’a giden ilk insan benim ama ben son olmayacağım” diyerek çektiğim fotoğrafları gösterdim. Artık kesinleşti; yaratığın adı “Maşla Uzaylısı” olmuştu.
