Mazi

Bir günlüğüne geçmişe yolculuk yapma şansım olsaydı, hiç düşünmeden çocukluğuma, babamın beni sabahın erken saatlerinde futbol antrenmanına götürdüğü günlere giderdim.
O zamanlar erken kalkmaktan nefret ederdim, ama şimdi anlıyorum ki o sabahların her biri hayatımın en değerli anlarındandı. Havanın serinliği, çimen kokusu, güneşin yeni doğduğu o anlar… Hepsi bana, hayatın sade ama anlamlı olduğu günleri hatırlatıyor.

Babam, işi ne kadar yoğun olursa olsun, mutlaka antrenmana gelir, kenarda oturup beni izlerdi. Şimdi düşününce fark ediyorum; o aslında benim iyi oynayıp oynamadığıma bakmıyordu. Benim orada olmam, denemem onun için yeterliydi.
O zamanlar bunu anlamamıştım. “Ben kötü oynuyorum, niye geliyor ki?” diye düşünürdüm. Çünkü dürüst olmak gerekirse, futbolda berbattım. Topu düzgün sürmeyi bile beceremezdim. Ama babamın bana inanıyormuş gibi davranması, sanki gerçekten başarabileceğime inanması, beni ayakta tutuyordu.

Bazı çocuklar kötü oynadığım için benimle dalga geçerdi ama ben pes etmedim. Kimseye söylemeden, gizlice antrenman yapardım. Karanlık çöktüğünde, herkes evine gitmişken sahada kalırdım. O topun sesiyle kendimi motive ederdim.
Ve bir gün, hiç beklemediğim bir anda, o fırsat geldi. Normalde hep yedek kulübesinde otururdum ama o gün ilk on birdeydim. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Sahaya çıkarken babamın bana baktığını gördüm. Gözlerinde o tanıdık gurur vardı.Normalde maç için heyecanlanmazdım ama o gün antrenör beni oynatmaya karar verince işler değişti.

İlk düdük ile maça başladık.Ben heyecandan doğru düzgün bile koşamazken bizim takım ilk dakikadan gol yedi.Herkesin morali bozuktu ve yüksek ihtimalle benim neden ilk santrafor tercihi olduğumu sorguluyolardı.Babama ve antrenörümüze baktım ve içimden: “Bu senin günün,sana inanan herkesi gurulandır.” dedim.

Dakika 13,maç durgun iki takımdan da ilk golden sonra ses çıkmadı.Ama hemen ardından fileleri havalandırdım.Bu benim resmi maçlarda ilk golümdü.Nasıl sevineceğimi düşünemeden santra yapıldı ve maç devam etti.İlk yarının son dakikaları karşı takım cevap verdi,durum 2-1.Bizim özgüvenli çocuklardan tık yok.Maçın kaderini sırtlayacağım hiç aklıma gelmezdi.Kanattan açılan falsolu bir ortaya kafa vurdum ve sol direkten çarpıp kaleye girdi.Herkes çok şaşkın ama bir o kadar da heyecanlı.Son düdük çok yakın,iki takım da gol fırsatı arıyor.Rakip korner kullanıyordu, kalecileri bile ceza sahasının içinden gol şansı kovalıyordu.Orta bizim defanstan sekti ve hemen önüme düştü.Bu kısmı pek hatırlamasam da koşabildiğim kadar koştuğumu net bir şekilde hatırlıyorum.Boş kale,çok rahat.3-2 lik bir skor ile galibiyeti aldık.

Kısacası ben,hayatta tek derdimin futbol olduğu günlere dönmek isterdim.Kargaşa, gelecek kaygısı,dersler gibi işlerden uzak, sade bir yaşam.

(Visited 7 times, 1 visits today)