MÜKEMMEL ŞEHİR

Sabah uyandım ve penceremi açtım. Hava her zamanki gibi güzel ve temizdi; dışarıdan insanların neşeli sesleri duyuluyordu. Mutfağa gidip kendime mükemmel bir kahvaltı hazırladım. Kahvaltımı televizyon karşısında yaptıktan sonra dışarı çıkıp deniz kenarında yürüyüşe çıktım. Hafif esen rüzgar, denizin tuzlu kokusunu taşıyordu.

Yaklaşık yarım saatlik keyifli bir yürüyüşün ardından arkadaşlarım arayıp beni pikniğe davet etti. Hemen arabama atlayıp piknik alanına doğru yola koyuldum. Yol boyunca ışıl ışıl parlayan binalar ve villalar, gökyüzünde süzülen kuşlar ve dalgaların hafifçe kıyıya vurduğu muhteşem deniz manzarası eşlik ediyordu. O an, ne kadar güzel bir şehirde yaşadığımı bir kez daha fark ettim.

Piknik alanına vardığımda, etrafı saran yemyeşil orman ve ağaçlar huzur veriyordu. Mangalımızı yakıp keyifli bir sohbete daldık. Buz gibi içecekler eşliğinde pirzolalarımızı yerken, ormanın dingin güzelliğini seyrettik.

Yemekten sonra futbol maçı için hazırlanmaya başladık. İskele ve kumsala yakın, geniş ve yemyeşil bir saha vardı. Kramponlarımızı giyip sahaya çıktık. Sol tarafımızda modern binalar, sağ tarafımızda ise uçsuz bucaksız deniz vardı. Hava kararmaya başlamıştı ve şehrin rengarenk neon ışıkları yavaş yavaş parlamaya başlamıştı. Sokaklarda spor arabalar süzülüyor, şehir adeta ışıklarla dans ediyordu.

Maç başladı ve kıyasıya bir mücadele yaşandı. Yorucu bir rekabetin ardından kazanan taraf biz olduk. İki gol atmış ve gerçekten çok iyi oynamıştım. Maçtan sonra çamurlu kramponlarımızı çıkarıp sahile giderek ahşap bir kabinde sıcacık bir duş aldık. Ardından binaların arasında yer alan yüzme havuzuna gittik ve uzun süre yüzerek yorgunluğumuzu attık. Daha sonra saunaya girip biraz rahatladık.

Şehrin ekonomisi iyi olduğu için uygun fiyatlarla harika bir yemek yiyip keyifli günümüzü noktaladık. Eve döndüğümde biraz telefona göz attım ve ardından huzur içinde uykuya daldım.

 

(Visited 4 times, 1 visits today)