Günümüzde, anne ve babalar çocuğun potansiyelini ve zekasını, zeka testleriyle ölçmeye çalışıyorlar. Ancak bu testlerin çocuklar uzerinde kötü etki yaratabileceğini ve sorunlar oluşturabileceğini düşünmüyorlar. Çocuklara zeka testi yapılmaması gerektiğini savunmamın birçok nedeni var ve bunlar oldukça güçlü gerekçelere dayanıyor.
İlk olarak, zeka testleri çocukta gereksiz bir baskı oluşturur. Henüz gelişim çağında olan bir çocuğun kafasına “zeki”, “başarısız” gibi kavramlar yerleştirmek çocuğun gelişiminde olumsuz etkiler yaratıp özgüvenini kırabilir. Özellikle zeka testinde başarılı olamayan çocuklar kendilerini başarısız hissedip öğrenmeye karşı isteksiz hale gelebilirler. Ancak başarılı olanlar kendilerini sürekli başarılı olma baskısı altında hissedebiliriler. Her iki durum da çocukların mental sağlığını kötü etkiler.
İkinci olarak, zeka testleri çocuğun zekasını her yönde ölçmez. Çocuklar sürekli gelişen ve değişen bireyler oldukları için zeka testinde çıkan sayılar çocuğun gerçek zekasını belirleyemez. Çocuğun yaratıcılığı, sosyal becerileri, duygusal zekası ve merakı testler tarafından ölçülemez. Bu nedenle çocuğun zekası testlerle ölçülemez. Eğer ölçülürse de çıkan test sonuçları çocuğun zekasını tam olarak belirleyemeyip, çocuğun çevresinin ona karşı olan görüşlerini ve bakışlarını yanlış yönlendirebilir.
Ayrıca çocuğun sonuçlarını çevresi, çalıştığı ortam ve ekonomik durumu da etkileyebilir. Örnek olarak yüksek sesli ortamlar, aile içi kavga ve bağırışmalar, kardeşlerine veya aile üyelerine bakma sorumluluğu gibi nedenlerden dolayı çocuğun çalışma imkanları kısıtlanabilir ve bu nedenlerden dolayı çocuk zeka testinde başarılı olamayabilir. Bunun yanında çocuğun maddi durumda imkanları da olmayabilir. Örneğin ailenin kitap veya defter alacak kadar parası veya durumu yoksa sınavlara yeterince çalışamayan çocuk yüksek ihtimalle sınavı geçemez. Bu nedenlerden dolayı her çocuğun farklı sorunları olabilir ve bu yüzden sonuçlar hep doğruyu söylemez.
Sonuç olarak, çocuğun zekasını ve potansiyelini bir testle ölçmek doğru ve güvenilir değildir. Çocukların geleceğini bir test belirlememeli ve çocuklar bir testle yargılanmamalıdır. Onları sonuca bakarak değil, fakat süreçteki davranışlarıyla ve çabalarıyla değerlendirmeliyiz. Bu şekilde hem çocuklar için hem de anne babalar için daha verimli olur ve daha iyi ve doğru sonuçlar ortaya çıkar.
