Bir pazartesi sabahıydı. Her zaman olduğu gibi üzerinde noktalar olan çorabımı giymeye çalışıyordum. Çünkü ben noktalı şeylere bayılırım. Bu yüzden üzerinde nokta olan tişörtümü de giymek istedim. Ancak annem tişörtümün kirlendiğini söyledi. Tabii ki böyle durumlar için en az on tane yedek kıyafetim vardı. Üstelik hepsinin üzerinde de noktalar bulunuyordu.
O gün okulda Peter H. Reynolds’ın Nokta kitabını okuduk. Kitaba bayılmıştım çünkü kitaptaki çocuk da benim gibi noktaları seviyordu. Üstelik kitapta çocuğun nokta sergisi açtığından bahsediliyordu. Ben de böyle bir etkinlik düzenlemek istedim. Fakat kitabındakiyle aynı olmasını istemiyordum. Daha görkemli bir şey olmasını istiyordum. Bu yüzden ne yapacağıma karar vermem biraz zaman aldı.
Sonunda mükemmel bir fikir buldum: Bir festival düzenleyecektim! Herkes davetli olacaktı. Festivalde nokta şeklinde birçok yemek ikram edilecek, üzerinde nokta olan tişört, çorap ve pantolonlar verilecekti. Ayrıca orada noktayla neler oluşturulabileceği anlatılacak ve noktalardan resimler yapılabilecekti.
Her yerde noktalı süslemeler, noktalı şekerlemeler olacak, ilham kaynağımı merak edenler için sadece Nokta kitaplarının yer aldığı bir köşe bulunacaktı. Okuma köşesinde benekli koltuklar ve sandalyeler olacaktı. Başka bir bölümde ise noktalı şemsiyelerle süslenmiş bir alan bulunacaktı. Bu alandaki köşede, nokta şeklinde yaptığım kendi resimlerim sergilenecekti.
Resmini sergilemek isteyenler için boş tuvaller hazır olacaktı; isteyen istediği resmi çizip sergileyebilecekti. Günün sonunda resimler arasından en iyisi seçilecek ve kazanan kişiye noktalı bir kupa takdim edilecekti. Bu yarışma için şimdiden 150 katılımcı vardı.
Festival 15 Eylül’de yapıldı ve düşündüğümden de güzel geçti. O gün hep birlikte, her 15 Eylül’de Dünya Nokta Günü’nü festival havasında kutlamaya karar verdik.
