Öfkeli Okyanus

Uyandım, her yerim ağrıyordu ve ıslaktım. Deniz, içinde olduğum kulübenin etrafında dönüyordu. Kulübede evimdeki bazı eşyalar vardı. Süt kutusundan yaptığım bir oyuncağı elime aldım. Diğer elimle dokununca avucumda toz oldu gitti. Kulübedeki her şey eski, tozlu ve pisti; görünürde ne bir kara parçası ne bir sandal ne de hava aracı vardı. Gökyüzünde güneş parlıyor, kuşlar çığırıyor ve rüzgarla birlikte çok ihtiyaç duyduğum bir ferahlık ve özgürlük duygusu veriyordu. Daha ne olduğunu hatırlayamadan uykuya, oradan da yeni bir rüyaya daldım ve yavaşça olanlar gözümün önünden geçti.

 

Okuldan dönüyordum ve uzun süredir ilk defa kar yağmıştı. Dışarı çıkıp oynamaya karar vermiştim. Oynayacak kimse yoktu ama kendime yeterdim. Karın altından çıkardığım bir dalla yere bir şeyler çizdim, kardan adam yaptım, etrafa buz parçaları attım… Sonraki gün her şey eriyip gitmişti ve bahçede kalan tek ama tek şey kavga eden iki insandı

Bu görüntüyü takip eden şey ise deniz sesiydi. Bu sadece bir tsunami değildi, devasa bir dalga tek bir seferlik çarpmıyordu: su kükrüyordu ve dayanılmaz bir güçle şehirleri kaplıyordu. O anda hiçbir şey hissetmiyordum, gözlerim bomboş bakıyor ruhum hareketsiz ama rahatlamış bir şekilde yavaşça bedenimden bağımsızlaşıyordu. En sonunda evimin etrafını aç bir ejderha gibi kaplayan dalgalar etrafımı sardı. Yavaş yavaş yaklaştılar ve beni de yuttular. Ben o vahşi akıntılara kapılan son şey olmuştum.

Akıntılar kapılan her şey lime lime oluyor, parçalanıyordu. Su altı sandığımdan çok daha kirliydi. Ancak saçımı adeta fön çeken akıntılar pek bir şey bırakacak gibi durmuyordu. Akıntının hızından uzuvlarım kopacakmış gibi hissediyor, boynumun kafam ve vücudumun arasında kırılacağından korkuyordum. Aslında etrafımda parçalara ayrılmayan belki de acı hissetmeyen tak kişi bendim. Hatta hiçbir şey hissetmiyordum. Fakat etrafımdaki deniz çığlık çığlığa binaları, köprüleri, arabaları yerle bir edip yetmemiş sonrada karayı parçalıyordu. Görünürde insan yapımı ne varsa yok etmek istiyordu. İnanılmaz bir güç ve öfkeyle attığı her bir darbenin şok dalgaları tenime vuruyordu.

 

Kalktım ve etrafıma yeniden baktım: hiçbir şey kalmamıştı. Dışarıda deniz sakindi bense duygularımı ve ruhumu geri kazanmıştım. Şaşırmamalıyım ama yine de okyanus nasıl bu kadar zalim olabildi anlamıyorum. Bunca zulümden sonra okyanus geri gitmeye, sanki biri toprağı süngere dönüştürmüş gibi alçalmaya başladı. Hemen üstüne atladım ve uzun bir yolculuğun altından yumuşacık toprağa yığıldım ve gözümün önünde küçük bir bitki yaprak baş gösterdi

(Visited 14 times, 1 visits today)