Okuma ve yazma, dil becerilerini geliştirmek için gerçekten çok önemli şeyler. Aslında birbirini tamamlayan iki etkinlik. Okuma; kelime dağarcığımızı genişletiyor, farklı yazım tarzlarını görmemizi sağlıyor ve dilin nasıl çalıştığını anlamamıza yardımcı oluyor.
Okurken farkında olmadan çok şey öğreniyoruz. Hem eğleniyoruz hem de gelişiyoruz. Her yeni kitap ya da yazı, dilin farklı yönlerini ve nasıl çalıştığını anlamamıza olanak tanıyor. Mesela bir roman okurken karakterlerin duygularını hissedebiliyoruz, bir makale okurken ise daha analitik bir bakış açısı geliştiriyoruz. Okuma sayesinde dilin sadece kelimelerden ibaret olmadığını aslında bir dünya olduğunu anlıyoruz.
Yazmak ise öğrendiklerimizi pekiştiriyor. Yazarken kafamızdaki düşünceleri kağıda dökerken kendimizi daha iyi ifade etmeyi öğreniyoruz. Yazmak, dilin kurallarını daha iyi öğrenmemize yardımcı oluyor ve yazdıkça daha düzgün cümleler kurabiliyoruz. Yazmak aynı zamanda yaratıcı düşünmeyi geliştiriyor. Kafamızdaki dağınık düşünceler bir araya gelip anlamlı bir hâle geliyor. Yazarken dilin inceliklerine de dikkat ettiğimiz için okuduğumuz metinleri daha iyi anlıyoruz.
Sonuçta okuma ve yazma birbirini besleyen şeyler. Okuma dilin temellerini atıyor, yazma ise bu temelleri kullanarak daha iyi bir dil kullanıcısı olmamıza yardımcı oluyor. İkisini dengede tutarak dilde çok daha iyi olabiliriz. Hem okuma hem de yazma, dil becerilerimizi geliştirmek için gereken en güçlü araçlar. Bunu hayatımıza katarsak dilde gerçekten ilerleme kaydedebiliriz.
