Oyun


Gözlerimi açtığımda gördüklerime inanamadım. Sanırım Minecraft oyununun içindeydim; bu oyuna bayılıyordum. Yatağımdan kalktığımda ilk olarak biraz odun alıp onları tahtaya çevirdim. Tahtalarla bir çalışma masası yaptım ve bir kazma yaptım. Sonraki hedefim, tahta kazmayla kırdığım taşlarla bir kılıç, balta, kazma ve kürek yapmaktı. Onları yaptıktan sonra ise bir köy bulmaya gittim. Neyse ki şanslıydım, hemen yakında bir köy vardı. Hemen köye gidip bir evden yatak aldım. Sonra yatağımı koyup uyudum.

Sabah olduğunda demirden bir kazma yaptım. Bu sayede elmas kazabilecektim. Ama elmas almadan önce her şeyimi demir yapmalıydım. Bu yüzden madene gittim. Madende demir ararken bir zombi ile karşılaştım. Bana saldırmaya başladı, canım giderek azalıyordu ama neyse ki son saniyede zombiyi etkisiz hale getirdim. Zombiyi etkisiz hale getirdiğim yerin tam karşısında ise birçok demir vardı. Onları taş kazmamla kazdıktan sonra toplamda 30 tane demirim olmuştu. Bu demirleri, demirlerin yanında bulduğum kömürlerle eritip 30 tane kullanılabilir demir elde ettim. Bunlar bir tam zırh, tam ekipman ve bir kalkan için tam yetiyordu.

Tam o sırada yanıma siyah kaplamalı bir adam gelip bana “Hadi, uyanma vakti geldi.” dedi ve elini omzuma koyup beni uykumdan uyandırdı.

(Visited 4 times, 1 visits today)