Saniyelerle yarışıyordum. “Bir mucize gerçekleşse” dediğim o anda, gerçekten bir mucize gerçekleşti.
Marketten aldığım meyvelerin bulunduğu torbalar inanılmaz derecede ağırdı. İçimdeki sesle, torbalar bir anda uçsa neler olurdu diye düşünüyordum ki hazırlıksız yakalandığım bir anda torbalar uçuverdi. Ne kadar şaşkın olsam da bir yandan da tutulmuştum. Konuşamıyor hatta hareket bile edemiyordum.
İlk başta hayal kurduğumu ya da içimdeki sesin bana bir oyun oynadığını düşündüm ama yanılmışım. Yaşanan her şey gerçekti.
Bu durumdan mutluluk duyuyordum. Eve yürürken hiç zorluk çekmedim. Eve geldiğimde her şey daha da kolaydı, sanki bana bir güç yardım ediyormuş gibiydi. Tüm işlerimi kolaylıkla halledebiliyor, hiç yorulmuyordum.
O günden sonra hayat daha da kolaylaşmıştı. Bir iş yaparken görünmeyen bir el bana yardım ediyordu. Bu hoşuma gitmişti ancak bunu birine anlatmaya henüz hazır değildim. Biraz beklemem gerekiyordu. Doğru zaman geldiğinde güvendiğim ve sevdiğim birine anlatacaktım ama bu, o an değildi.
Yine sıradan bir günü geride bırakmıştım ki oda arkadaşım odaya girdi.“Bir sorun mu var?” diye sordum.
“O aşırı ağır şeyi nasıl bu kadar kolay kaldırdığını gördüm.” dedi. “Bunu nasıl yaptığını sormaya geldim.”Sanırım yakalanmıştım. Durumu ona anlattım çünkü ona güveniyor ve onu seviyordum. Arkadaşım bu durumu pek hoş karşılamadı. Ama sakinleşmesini söyledim, onu yatıştırdım. Birkaç gün sonra bana yardım eden aynı güç, ona da yardım etmeye başlamıştı.
