ÖZEL KONUK

 

Yeni bir gündü, her zaman ki gibi yorgun ve bitkin olacağımı bildiğim için sallana sallana yataktan kalkıp salona doğru ilerledim. Her zaman ki gibi kahvaltımı edip kanepede uzanmaya başladım. Tam o sırada annem bana seslendi:’’İdil,hadi kızım tembellik etme gidip köpeğini gezdir.’’Ne kadar istemesem de söylene söylene beni heyecanla bekleyen köpeğimin yanına gittim. Bahçemizde olan çam ağacı kafamı çevirdiğimde yok olmuştu! Çok şaşırmıştım ki o da ne! Karşımda çam ağacı yerine kocaman bir kapı duruyordu.Kapıya doğru yürüdüm ve içeri girdim. Onu karşımda gördüğümde kalbim yerinden çıkacak sandım. Atatürk’ü görmüştüm! İlk başta bunun bir illüzyon olduğunu sandım ama kesinlikle o gerçekti. Kulağıma bir şeyler fısıldamıştı ama hiçbir şey anlayamamıştım. İşte o sırada kapı kapanmıştı. Nefes alamıyordum çok gergindim, alan gittikçe küçülüyordu. Çok stresli hissediyordum. Bir anda kendimi tekrar arka bahçemde buldum. Hala şok içindeydim.Yaşadığım şeylere inanamıyordum. Hızlı bir şekilde nefes alıp veriyordum. Kimsenin de bana inanmayacğını biliyordum. O yüzden içimden bir ses bunu sır tutmamı söylüyordu. Köpeğimle biraz oynadıktan sonra şoklar içerisinde eve girdim. İşte o an aklımı kaçırdım sandım, çünkü eve girdiğimde Atatürk ile annem yan yana oturmuş çay içiyorlardı. Ağzım açık kaldığında annem:’’Ne oldu kızım,konuğumuza mı şaşırdın?’’diye sordu. Başımı evet anlamında hafifçe salladım. Annem ve Atatürk gülerken ben şaşkılıklar içindeydim. Atatürk bana fısıldadığı şeyi yüksek sesle söyledi, böylece herkes net bir şekilde onu duyabildi. Ama maalesef Atatürk’ün bana ne dediğini size söyleyemem. Belki sizin de evinize gelirse söyler, çünkü bize birkaç günlük konuk olduktan sonra:’’Maalesef ki sizinle daha uzun süre kalamam beni bekleyen çocuklar var.’’dedi. Ama ben her türlü onunla bizzat tanışmak çok hoşlandım.

(Visited 9 times, 1 visits today)