Bir sabah uyandığımda camın kenarında yürüyen bir karınca gördüm karıncanın içeriye nasıl girdiğini merak ettim ve sonra da acaba nereden geliyordu dedim. Anneme seslendim ve içeriye karınca girmiş acaba nereden girmiş olabilir diye sordum.
‘Camın kenarındaki açıklıktan girdim tabii ki nereden gireyim ki? Ailemi arıyorum, umarım içeridelerdir. Keşke Çağan beni duysa da yardım etse diye bir ses duydum. Sesi duyduğumda bir karınca benimle nasıl konuşabilir diye çok şaşırmıştım. Emin olmak için karıncaya tekrar bir soru sordum acaba ses karıncadan mı geliyordu? Etrafıma baktım, karınca hariç odada başka kimse yoktu. Karınca benimle nasıl konuşabilirdi?
Bu karınca gerçekten benimle konuşuyor mu dedim. ‘Evet sana sesleniyorum ailemi görmüş olabilir misin?’ dedi bana. Dün gece sanki dün minik minik ayak sesleri duymuştum acaba o ailen olabilir mi şuradaki çalışma masamın arkasına doğru gittiler dedim şaşkınlıkla. Karıncayı elime alıp çalışma masamın arkasına doğru götürdüm. Ama orada değillerdi sonra yatağımın altına baktık ve evet oralardı.
Karıncanın ailesini bulduğumuzda çok sevindi hemen hepsini bir alıp camın kenarına koydum. Siz nereden geldiniz diye sordum. ‘Biz aslında bahçede yaşıyoruz, ancak sizin evi çok merak ettiğimiz için içine girdik.’ dediler.
Çok merak ediyorum bu kadar küçük ayaklarınız varken bahçeden benim odama gelmek ne kadar sürdü. ‘Küçük olsa da ayaklarımız çok hızlıdır, saati bilemeyiz ama gölgem iki ayak boyu ileriye geldiğin kadar bir zaman geçti evine girmek’ dediler. Bu bize göre 2 saat olmalı diye düşündüm.
Biz üç kişi yaşıyoruz ben annem ve babam merak ettim acaba siz evinizde kaç kişisiniz diye sordum. ‘Saymadık ama 300 veya 400 fazlayız.’ dediler. Çok kalabalıkmışsınız dedim. Akşam olmaya yakın ayrıldık, ayrılmadan önce sizi ziyarete gelmeyi çok isterim dedim. Onlar da ‘Tabii ki gelebilirsin Çağan diye sevindiler kendi aralarında gülüşürken nasıl sığacak ki buraya?’
