Eğitimde pratik becerilere daha fazla odaklanılmalıdır çünkü bireylerin öğrendiklerini uygulayabilmesi, gerçek yaşamda başarıyı beraberinde getirir. Teorik bilgi, yalnızca zihinsel bir temel sunar ancak tek başına yeterli değildir.
Özellikle günümüz iş dünyasında, çalışanlardan sadece bilgi sahibi olmaları değil, aynı zamanda bu bilgiyi etkili bir şekilde kullanabilmeleri de beklenmektedir. Pratik beceriler kazanan bireyler, karşılaştıkları sorunlara daha hızlı ve etkili çözümler üretebilir. Bu da onların hem bireysel hem de toplumsal olarak daha üretken olmalarını sağlar. Ayrıca, uygulamalı öğrenme süreci öğrencinin derse olan ilgisini artırır ve öğrenmeyi daha kalıcı hale getirir. Teori ise bu süreci destekleyen tamamlayıcı bir unsurdur. Gelişen teknoloji ve değişen iş kolları, bireylerin sürekli olarak yeni beceriler geliştirmesini ve öğrendiklerini pratiğe dökebilmesini zorunlu kılmaktadır. Sadece kitaplardan edinilen bilgilerle yetinmek, hızla değişen dünya şartlarına ayak uydurmakta yetersiz kalabilir.
Bu yüzden eğitim sistemlerinde denge sağlansa da ağırlığın pratik becerilere verilmesi, bireylerin hem kariyerlerinde hem de kişisel yaşamlarında daha donanımlı bireyler olarak yetişmelerini sağlayacaktır.