Bazen harbiden etrafa bakınca düşünüyorum, ya hakikaten de bugünün çocukları (yani biz) eskilere göre acayip daha yalnızız. Aslında bunun tonla sebebi var yani, ve günlük hayatta bunları fark etmek hiç de zor değil. Dünya çok hızlı ilerliyor ve bu hız, en çok da bizim hayatımızı ve kafamızı etkiliyor. Öncelikle şu teknoloji mevzusu var. Kabul, teknoloji hayatımızı kolaylaştırıyor ama bazı şeyleri de fena halde zorlaştırıyor. Çocuklar artık neredeyse tüm boş zamanlarını telefon, tablet ya da PC başında geçiriyor. Eskiden dışarı çıkıp arkadaşlarla saklambaç oynamak, ip atlamak ya da sadece bankta gıybet yapmak bile günün en büyük heyecanıydı. Şimdi çoğu kişi eğlence deyince bilgisayar oyunlarının sesini ve ekranın ışığını düşünüyor. Online oyunlar bir anlık eğlence sunsa bile, gerçek bir arkadaşla yüz yüze konuşmanın, omuz omuza durup güldüğün o anın yerini asla tutmuyor. Yani o sanal kalabalık var ya, aslında içimizdeki yalnızlık hissini daha da kasmamıza neden oluyor. Yani sürekli bir şeylere bakmaktan falan. Sonra şu şehir hayatı geliyor. Büyük şehirlerde sokakta oynamak eskisi kadar güvenli falan değil ki. Trafik deli gibi yoğun, parklar az, aileler doğal olarak tedirgin. Bu yüzden çocuklar dört duvar arasına sıkışıp kalıyorlar. Evde kalınca da ister istemez yalnızlık artıyor. Eskiden mahalle kültürü diye bir olay vardı; komşular toplanır, çocuklar kapı kapı dolaşır, büyük bir aile gibi hissederdik. Öyleydi yani, büyük bir aile gibi. Şimdi çoğu kişi yan dairede kimin oturduğunu bile bilmiyor herkes kendi kutusunda takılıyor. Bence en büyük problem bu. Bir de ailelerin çalışma temposu var tabii. Anne babalar eve aşırı yorgun geliyor. Bizimle kaliteli zaman geçirmek isteseler bile, bazen buna ne zamanları ne de enerjileri kalıyor. Eskiden büyük ailelerde büyümek daha yaygındı, biliyorsunuz; çocuklar sürekli birileriyle iletişim hâlindeydi. Şimdi ise birçoğumuz okuldan sonra saatlerce tek başına kalıyoruz ve bu durum, kendi kendine kalmak yerine, can sıkıcı bir yalnızlığa dönüşüyor. Bu da bizi bunaltıyor açıkçası. Ve son olarak, üzerimizdeki o ders ve sınav baskısı. Ödevler, projeler, kurslar, denemeler derken sosyal hayata, yani arkadaşlıkları koruyacak “boş zaman” ayırmaya takatiniz kalmıyor. Gerçekten takatimiz kalmıyor. Bu yoğun program, en sağlam arkadaşlıkları bile zorluyor. Tüm bunları bir araya getirince, bugünün çocuklarının, modern dünyanın tüm imkanlarına rağmen, neden daha izole hissettiğini anlamak çok basit. Ama bence bu durum değişebilir. Biraz daha sohbet, biraz daha anlık dışarı çıkmak, şu telefon süresini bilinçli bir şekilde azaltmak bile bayağı fark yaratır. Aileler ve okullar bize destek olmalı. Çünkü gerçekten de, bu kocaman dünyada kimse tek başına büyümek zorunda değil. Kimsenin bu yalnızlığı çekmesine gerek yok.
