Sanat,insanların yaratılışlarından beri onlarlın bir parçası olmuştur.Mağara resimlerinde olan kırmızı el izlerinden,güncel olan modern sanata kadar hepsinin arkasında bir hikaye vardır,el izlerinin “Ben burdaydım” demesi gibi.
Sanatın arkasındaki hikaye başkaları için tanıdık gelebilsede,yapana özeldir.Resim,müzik.heykel vb. yapmadan önce kişiye ilham gelir,bunu yapmak için bir amaç,nedeni vardır.Bu nimeti sınırlamaya çalışmak,bir insanın ağzını kapatıp konuşmasına,düşüncelerini söylemesine engel olmakla eşdeğerdir.
Eserlerin arkasında birden çok anlam bulunabilir.Politika,tarihi olaylar,travma vb. kişiyi derinden etkileyen olaylar bu hislerini başka bir şeye aktarma ve görsel şölenlerle gösterme isteği yaratabilir,bu sayede başka insanlar da bu meselelerden haberdar olurlar.Sanat da böyle doğar.
Peki sanat eserleri neden sansürlenir?Bu insanların daha barışçıl bir ortamda yaşamaları,çocuklara kötü örnek olacak şeylerle büyümemeleri ve benzeri nedenlerle kitaplar,filmler,tiyatrolar sansürlenir.Ancak kime göre fikirleri ve anlatmak istediği şeyler “kötü” fikirlerdir?Elbet milletin bir kısmı da bu fikri paylaşır ve onların doğrusudur.Elbette gerçekten birilerine zarar verecek,negatif anlamda etkileyecek görüş vardır ancak bunu sansürlemek,kelimelere dökmeyi engellemek bunun kaybolmasını sağlamaz,sadece kişinin içinde kudretlenmesine yol açar bu yüzden,içini dökmesine ve kendi insanlarını bulması en iyi çözümdür.
Sanat sansürlendiğinde sanatçıya nolur?Kısaca,kimliği ve ifadesi zarar görür,toplumsal tartışma ve düşünceyi kısıtlar,yaratıcılığa zarar verir ve eser anlamını kaybeder.Daha detaylı anlatıcak olursak;Sanat, kişinin iç dünyasını dışa vurumu ve kişinin kimliğidir.Sansür,bu kimliği ve ifade biçimini engeller ve sanatçının kendi içsel dünyasına zarar verebilir.Sanatçı,kendi fikirlerini dışarıya aktaramazsa ve ne hissettiğini,ne düşündüğünü dışarıya düzgün bir şekilde ifade edemezse,içinde bir boşluk hissi doğabilir.Sanat,bazen toplumları sorgulamak,eleştirmek veya başka bir bakış açısı sunmak için kullanılan bir araçtır.Sansür, bu tür eserleri engeller ve yayınlanmasına izin vermez bu yüzden de toplumsal tartışmaları ve ilerlemeye engel olabilmesi ihtimaldir.Yani sansürlenen sanat eseri toplumu daha sağlıklı ve güçlü yapacakken,sansür buna engel olur.Sanatçılar, sansür yüzünden belirli çizgiler içinde haraket etmek zorundalardır.Bu,gerçekten istediklerini söylemelerine engel olur ve yaratıcılıklarını zedeler.Eser, üstünde uzun zaman uğraşılmış ve çaba sarf edilmiş bir şeydir.Sansürlendiği an o uğraşlar boşa gider.
Eğer,asıl eğer bizim fikirlerimize karşı geliyorsa, başkalarının düşüncelerini dinlemezsek ve onların fikirlerinin de üstünde düşünmezsek kendimizi nasıl geliştirebiliriz?Eğer kendimiz gibi düşünenlerle beraber yaşarsak,onların düşüncelerini dinlersek,onların yaptıklarını tüketirsek kendimize hiçbir şey katamayız.Sanat ve kendini anlatmanın da güzelliği budur zaten.Bu sayede bir tartışmanın birden fazla yönünü görürüz ve kendimizi eğitiriz ve belki yanlış olduğumuzu bile farkedebiliriz!
Yani,Henry Louis Gates Jr.’ın dediği gibi “Sansürün sanata etkisi neyse,linçin de adalete etkisi odur.”.Sensör sanatı geriler ve hiçbir,ne sanatçıya,ne tüketiciye,ne de topluma olumlu bir etkisi vardır.Sanatçılar her yolla özgür bir şekilde fikirlerini ifade edebilmelilerdir.