Sessiz Katliam

Daha önce hiç kullandığınız bir kozmetik ürününün veya ilacın piyasaya sürülmeden yapılan test aşamsında kaç hayvana zarar verdiğini merak ettiniz mi? Günümüzde, kozmetik ve ilaç sektörlerinin kendi ürünlerinde kullandıkları kimyasalların insan sağlığına zarar vermediğini teyit etmek için gerçekleştirdikleri ‘Hayvan Testleri’ insanları ikiye ayırmakta. Bir grup bahsi geçen hayvan testlerinin kendiler için herhangi bir sorun teşkil etmediğini dile getirirken diğer grup hayvan testlerine şiddetle karşı çıkmakta. Şahsi fikrimi belirtmem gerekirse ben, hiç şüphesiz ikinci grubun içerisinde yer almaktayım. Peki ama neden?

Her insanın kendi insani değerleri vardır. Bu değerler, kişinin doğduğu yer, yaşam koşulları, aile ve çevre gibi birçok etmenin etkisi ile şekillenir. İnsanoğlu ise kendi insani değerleri çerçevesinde karar verir. Örneğin, değerlerinde empati gibi kavramlar barındırmayan bir insan, kendini herhangi bir canlının yerine koyamaz. Konuyu hayvan testlerine bağlayacak olursak hayvan testleri olayında karşıt görüşleri temel alarak oluşan iki gruptan ilkinin kitlesinin çoğunluğunu kişisel değerleri içerisinde olumlu duygulara yer vermeyen acımasız bir güruh oluşturur. Bundandır ki o insanlar bu dilsiz canlıların sesi olmak yerine yaşananlara göz yummayı seçerler. Fakat ikinci grup bütün bunların tam tersidir. Hayvanların da birer canlı olduğunun farkındadırlar ve sessizliğe mahkum kalmış haksızlığı dünyaya duyurmayı kendilerine görev bilmişlerdir. Kendi insani değerlerim, masum hayvanların birtakım kimyasalların testlerine alet edilmesine müsaade etmemekte.

İşin insani boyutunu bir kenara bırakıp olayı başka bir pencereden yorumlayacak olursak bu, her vatandaşın uyması gereken anayasanın bu konu ile alakalı maddeleri olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 5199 sayılı ‘Hayvanları Koruma Kanunu’nun 4. maddesinin (a) bendine göre bütün hayvanlar eşit doğar ve bu kanun hühümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir, (c) bendine göre ise hayvanların korunması, gözetilmesi, bakımı ve kötü muamelelerden uzak tutulması için gerekli önlemler alınmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 5199. sayılı ‘Hayvanları Koruma Kanunu’nun 9. maddesine göre hayvanlar, bilimsel olmayan teşhis, tedavi ve deneylerde kullanılamazlar fakat başkaca bir seçenek olmaması halinde bilimsel çalışmalarda deney hayvanı olarak kullanılabilirler. Bu maddede hayvan testinden detaylı bir şekilde bahsedilmiştir.

Görselde de görüldüğü üzere 9. madde tamamen deney hayvanları ile ilgili bir maddedir. Ben, hayvan testleri gerçekleştiren çoğu markanın maddede belirtilen kurallara uymadığı kanaatindeyim.

Son olarak bahsetmek istediğim şey, insanları bu konu hakkında nasıl bilinçlendirebileceğimizdir. Bildiğiniz üzere bir insanın eğitiminin en önemli adımları çocuklukta atılır, çocukken öğrendiğimiz şeyler ileriki dönemde kalıcı kalan şeylerdir. Bu nedenle çocuklara hayvan sevgisi, empati gibi kavramları erken yaşlarda aşılarsak gelecek nesil, bu nesilden çok daha bilinçli olma potansiyeli kazanır.

Kısacası, hayvan testlerinin akla mantığa sığamayacak kadar acımasız olduğunu düşünmekteyim ve hayvan testlerine sonuna kadar karşı olduğumu tekrar belirtmek isterim. Ve dilerim insanoğlu bu zalimliğin farkına varıp girdiğimiz bu sonsuz ve katliamlarla dolu döngüyü kırmayı başarır.

(Visited 14 times, 1 visits today)