Tüketim kültürünün etkisi, sevgi anlayışımızı giderek daha yüzeysel hale getiriyor. Hediye verme ve lüks tüketim, sevginin bariz işaretleri olarak yaygın bir şekilde kabul görmeye başladı. İlişkiler hediyelerle ve gösterişli zenginlik gösterileriyle kutlanıyor. Ancak, sevginin derinliğini yansıtmaktan uzak olan bu tür uygulamalar, bazen partnerlerin arkadaşlık ilişkilerinin temel değerlerini gözden kaçırmalarına neden olabilir. Gerçek sevgi hediyelere ya da gösterişli harcamalara indirgenemez.
Geçmişte insanlar birbirlerine olan sevgilerini samimi sohbetlerle, birlikte vakit geçirerek ve nazik davranışlarla ifade ederlerdi. Birlikte geçirilen kaliteli zaman duygusal bağları güçlendirir ve daha kalıcı bir etki bırakırdı. Örneğin eski nesiller birbirlerine olan sevgilerini mektuplarla, el yapımı küçük hediyelerle ya da sadece birbirlerinin yanında olarak gösterirlerdi. Bu tür davranışlar bir ilişkinin derinliğini, sadakatini ve karşılıklı anlayışı pekiştirirdi. Ancak günümüzde teknoloji insanların daha yüzeysel ilişkiler kurmasına neden olabiliyor. İletişimin ve sosyal medyanın hızlı temposu, duygusal bağların daha geçici ve daha az anlamlı hale gelmesine neden olabilir.
İnsanlar arasındaki bağlar bazen dijital beğeniler ya da parayla alınan hediyelerle sınırlı kalabiliyor. Bu, aşkı geçici ve maddi bir şeye indirgiyor, oysa aslında çok derin ve kalıcı olmalı.
