Gözlerimi açtığımda penceremden içeriye sıcacık güneş ışıkları süzülüyordu. Dışarıdan kuşların neşeli cıvıltıları geliyordu. Bugün Sevgi Günü’ydü, yılın en anlamlı zamanı. Çünkü bizim dünyamızda sevgi yalnızca bir duygu değil, aynı zamanda tek geçerli para birimiydi.
Evet, yanlış duymadınız. Burada altın, dolar, euro diye bir şey yok. Sevgiyle biriktirilen “kalp puanları” geçerli. Birine yardım ettiğinizde, içten bir sarılma sunduğunuzda, karşılıksız bir iyilik yaptığınızda kalbiniz parıldar ve o parıltı sizin servetiniz olur.
Dünyanın en zengini kim mi? Elbette herkesin yüreğini ısıtan, hiç tanımadığı insanlara bile sevgisini sunan biri: Büyükanne Elif. Kendi mahallesinde herkesin “Kalp Kraliçesi” dediği o güzel insan. Hiçbir şeye sahip olmadan geldiği bu şehirde, yalnızca gülümsemesiyle, sabrı ve anlayışıyla bir servet biriktirdi. Onun sevgisiyle yaptırdığı hastane bile tamamen “kalp puanları”yla inşa edildi.
Ben ise bu dünyada bir hikâye anlatıcısıyım. Her gün okullara gidip çocuklara sevginin gücünü anlatıyorum. Mesela geçen hafta minik Zeynep’e arkadaşını affetmenin ne kadar büyük bir sevgi göstergesi olduğunu anlattım. Ertesi gün sınıf arkadaşına sarıldı ve ikisi de ışıl ışıl parladı; bu, onların cüzdanlarına değil, kalplerine işledi.
Bu sabah da çantamı alıp yola koyuldum. Yol üstünde yaşlı amcanın torbasını taşımasına yardım ettim. Gözleri doldu. “Sen bu dünyanın en zenginlerinden olacaksın evladım,” dedi. İçim ısındı, kalbim hafifçe parladı. Çünkü burada zenginlik, içten gelen bir tebessümde, uzatılan bir elde, paylaşılan bir lokmadaydı.
Gece yatağıma uzandığımda kalbimde bir huzur vardı. Servetimi saymadım. Çünkü ben zaten sevgiyle dolu bir hayat yaşıyordum. Ve bu dünyada, sevgiyle kazanılan her şey gerçekti.
