Aslında çoğu garip şey çok normal bir günde başlar. O gün de çok normal bir şekilde başlamıştı. Sabah uyandım, kahvaltımı yaptım, çantamı hazırladım ve okula doğru yürümeye başladım. Bir anda telefonuma bir mesaj geldi. Mesaj, en iyi arkadaşım Mira’dan geliyordu. Diyordu ki: “Bugünkü sınava hazırlandın mı?”
O anda resmen korkudan aklımı kaçıracaktım çünkü bugün okulda uluslararası bir sınav vardı ancak ben daha çalışmaya bile başlamamıştım. Bir süre sonra kendimi toparlayıp okula doğru koşmaya başladım. “Okula ne kadar erken gidersem okul başlamadan önce çalışmak için o kadar zamanım olur.” diye düşündüm ancak okula vardığım anda dersin başlama zili çaldı. O anda çok büyük bir korkuya kapıldım. Korku ile sırama oturdum ve matematik öğretmenimizi beklemeye başladım. Öğretmen içeri girdiğinde elinde sınav kağıtları yoktu. Dedi ki: “Bugün olacak olan uluslararası sınav, öğle arasından sonraki ilk ders olan Türkçe dersine ertelendi.”
Duyduklarımla birlikte içime bir rahatlık çöktü çünkü eğer sınav öğle arasından sonra olacaksa bu demektir ki çalışmak için bir öğle arası kadar vaktim vardı. Öğle arası başlayınca sıramda kalıp sınava çalışmaya başladım. Çalışırken bir ara uyuya kalmış olmalıyım.Gözlerimi açtığımda gördüklerime inanamadım. Okulda değildim; bir tür eğlence parkındaydım. Sonra bir adam yanıma yaklaşıp şöyle dedi: “Eğlence Dünyasına hoş geldiniz. Burada sınav diye bir şey yoktur.”
O anda çok heyecanlandım ve yorulana kadar her oyuncağı denemeye başladım. En sonunda yorulunca bir banka uzandım ve uyudum. Gözlerimi açtığımda okuldaydım ve karşımda Türkçe öğretmenim ve arkadaşlarım duruyordu. Ben yaşananlara anlam vermeye çalışırken öğretmenim dedi ki: “Hadi Bilge yerine otur, sınav başlıyor.”