Gözlerimi açtığımda , kendimi İtalya’nın en prestijili moda fuarlarından birinde buluyorum.Hava hafif serin, ama içerideki atmosfer o kadar sıcak ki, hemen kendimi içinde kaybolmuş hissediyorum.Burası devasa bir sergi salonu, tavanı yüksek ve hiç görmediğim kadar büyük bir kristal avize altın sarısı ışıklarla aydınlatmış burayı.Salonun mermer zemininde ışıklar dans ediyor, her adımımda o parlaklık ayaklarımın altından geçiyor. Etrafımda, podyumda yürüyen modellerin ayak sesleri bir melodi gibi yankılanıyor kulağımda.
Fuarın içinde adım attıkça , her köşede farklı bir dünya keşfediyorum.Bir tarafta teknolojinin modayla buluştuğu kıyafetler var.Bunlar sadece kıyafet değil, adeta birer sanat eseri gibi ,ışıklarla bezenmiş ve hareket ettikçe renk değiştiren kumaşlar var.Bir model geçtiğinde, üzerindeki elbisenin kumaşı adeta birer canlı varlık gibi ışıldıyor, rengini değiştiriyor.Hemen yakından bakıyorum incelemek için, kumaşın dokusu nasıl bu kadar ince düşünülmüş diye merak ediyorum. Modeller podyumda yürürken, elbiseler ışıl ışıl parlıyor ,bazen üzerinde sanatsal desenler beliriyor, bazen de vücut hareketlerine göre şekil alıyor.Sonra bir dijital ekranın önüne geçiyorum, burada insanlar sanal olarak kıyafetleri deneyip kendi vücutlarına nasıl uyduklarını görebiliyorlar.Şaşırıp kalıyorum.
Biraz daha ilerleyip, geleneksel tasarımlara yöneliyorum.İtalya’nın zarif, el işçiliğiyle üretilmiş bu tasarımlar bir başka dünyaya ait sanki.Altın işlemeler, ince ipek kumaşlar, mükemmel şekilde dikilmiş elbiseler…Dokunduğumda her birinin kendine özgü bir hikaye anlattığını ,hepsinde nasıl bir emek sarf edildiğini anlıyorum .Her bir dikiş, bir zanaatkarın yıllarca süren emeğini taşıyor.
Fuarda ilerlerken , her köşe bambaşka bir atmosfer sunuyor. Bir alanda, insanlar sanal gerçeklik gözlükleri takarak , sanal podyumlarda yürüyen modelleri izliyorlar.Tam karşımdaki grupta ,birkaç moda tasarımcısı bir araya gelmiş, kıyafetler hakkında birbirlerine fikirler veriyorlar.Fuara gelen herkes, bir şekilde moda dünyasının geleceğini şekillendiren bir parça olmak istiyor.Moda burada sadece bir iş değil, bir yaşam biçimi gibi.
Biraz daha ilerleyip fuarın dışına çıkıyorum.Hava değişiyor, biraz daha serin, güneş battı batacak, gökyüzü o güzel turuncularına bürünmüş, ama etrafımdaki hayat hiç durmuyor.Dar taş sokaklarında yürüyen insanlar, rahatça sohbet ediyor, bir kafede oturanlar ise kahvelerini yudumlarken giydikleri kıyafetleriyle adeta yürüyen birer sanat eseri gibi.Her adımda, her köşede bir yenilik var.
Bir köşede durup sessizleşiyorum ,aktif sokağı izliyorum.Burası bir gösteri değil sadece ;burada moda, bir dil, bir ifade biçimi.Kahvemi yudumlarken düşüncelere dalıyorum:Moda, bu kadar derin bir anlam taşımayı nasıl başardı?Sonra anlıyorum, burada herkes bir şeyler keşfetmeye gelmiş.