Sabah çok yorgun uyandım. Ellerimi ve yüzümü yıkadım. Okula vardığımda arkadaşlarımla oyun oynarken zaman çok hızlı geçmişti ve eve dönmüştük. Üstümü giyindim, basket oynamaya gidiyordum ki bir tane kutu gördüm. İlk başta korktum. Basketim bittiğinde o kutuyu tekrar göremedim. Çok üzülmüştüm, merak etmiştim.
Akşam uyuyamadım. Arkadaşlarıma mesaj yazdım, mesajda şunlar yazıyordu: “Akşam basket kurunun önünde buluşalım.” Onlar da tamam dedi. Üç kişiydik. Oraya ilk ben gitmiştim, önce Baybars, sonra Ali gelmişti. Normalde kutu olan yerde şu an siyah bir ışık yanıyordu. Biraz daha ilerledikten sonra o kutuyu açtık. Gözlerimi açtığımda gördüklerime inanamadım. Bir ayakkabı vardı. Ayakkabıyı hemen giyindim. Sonra hiçbir şey olmayınca evlere gittik.
Ertesi sabah basket oynarken hızlı koştuğumu ve zıpladığımı fark ettim. Akşam olunca arkadaşlarımı bir daha çağırdım, ormana gittik. Ayakkabıdan ateş çıktığını fark ettik. Sonradan su ve buz aklımızdan geçirdiğimiz şeyler gerçek oluyordu. Bunu ilk başta kötüye kullandım, ama sonra hiçbir şey elde edemeyince iyilik için kullandım ve sevindim.
