Sütten Ağzı Yanan Yoğurdu Üfleyerek Yer

Ali, Anadolu’nun küçük ama huzurlu bir köyünde, annesi ve babasıyla birlikte yaşayan meraklı ve hareketli bir çocuktu. Özellikle annesi mutfağa girdi mi, o da hemen peşinden gider, tencere kapaklarının sesini dinler, pişen yemeklerin kokusunu içine çekerdi.

Mutfakta olmak, onun için oyun gibiydi. Ama bir huyu vardı: Uyarılara pek kulak asmazdı. Bir gün sabah erken saatlerde, annesi ineğin taze sağılmış sütünü kaynatıyordu. Süt fokur fokur kaynarken evin içi mis gibi süt kokusuyla dolmuştu. Ali hemen mutfağa koştu. Gözünü bir türlü ocaktaki tencereden alamıyordu. Annesi ise ona her zamanki uyarısını yaptı: “Aman Ali, sakın dokunma! Süt çok sıcak, dilin yanar.” Ali başını sallasa da merakı içinde kabarıyordu. Annesi sütü ocaktan alıp bir kaseye koydu ve biraz soğuması için pencere önüne bıraktı. Ardından dışarıya, komşuya uğramak için çıktı. Ali merakı için bu kaçırılmaz bir fırsattı. Yavaşça mutfağa girdi, sandalyeye çıktı, süt kasesini önüne çekti. Elini kaşığa uzattı. Bir yudum aldı… Ancak o an dili adeta yanmaya başladı! Kaşığı elinden fırlattı, gözleri doldu, bağırmaya başladı: “Ah! Anne!” Annesi telaşla geri geldi. Ne olduğunu anlayınca hemen soğuk suyla müdahale etti. Ali’nin dili günlerce acıdı, konuşurken bile yüzünü buruşturdu.

Bu olaydan sonra Ali’nin davranışı tamamen değişti. Sıcak yemekler gelince önce havaya üfler, sonra temkinlice dokunurdu. Aradan bir hafta geçti. Bu kez annesi sofraya yoğurt koymuştu. Ali kaşığı eline aldı, her zamanki gibi üflemeye başladı. Annesi şaşkınlıkla güldü: “Yoğurt zaten soğuk, neden üflüyorsun oğlum?” Ali gayet ciddi bir şekilde cevap verdi: “Sütten ağzım yandı ya… Artık yoğurdu bile üfleyerek yerim!” Annesi onun bu haline gülse de, yaşadığı tecrübenin verdiği dersi takdir etti. Çünkü Ali artık sadece sütle değil, hayatla ilgili de bir şey öğrenmişti: Bir kere yandın mı, bir daha dikkatli olmayı öğrenirsin.

(Visited 208 times, 1 visits today)