Hayatımızın her alanına girdiği yetmiyormuş gibi, teknolojik gelişmeler bir de iş dünyasında büyük bir devrim yarattı. Daktilo seslerinin yerini alan klavyeler , arşiv odalarının işini gören bilgisayarlar, kağıt dosyaların dijital dosyalara dökülmesi… Peki bu dönüşüm, çalışanlar, işverenler ve toplum için düşünüldüğü gibi bir avantaj mı, yoksa büyük bir tehlike mi?
Öncelikle teknolojik gelişmelerin her alanda özellikle de iş alanında sunduğu kolaylıkları görmezden gelmek mümkün değil. Özellikle pandemi ile daha da çok gelişen uzaktan çalışma sistemleri ile insanlar daha sağlıklı bir iş-özel hayat dengesi kurmayı başardılar. Böylece işe gidip gelmek için harcanan zaman ve enerji önemli ölçüde azaldı; bu sayede çalışanların motivasyonu ciddi oranda arttı. Ayrıca teknolojik cihazlar sayesinde işler daha kısa sürede ve daha az hata ile halledilebilir hale geldi. Kısacası, iş verimliliği önemli derecede arttı.
Buna karşın her yeniliğin kötü bir tarafı vardır. Teknoljinin bu hızlı gelişimi ise bazı meslekleri neredeyse yok olma noktasına getirmiştir. Günümüzde insan gücüyle yapılan birçok iş artık makineler tarafından üstleniliyor. Bu makineler, fabrika, ofis ve hizmet sektörü gibi pek çok alanda insan gücünden daha hızlı ve verimli olabiliyor. Ancak bu durum işsizlik riskini artırıyor ve birçok insanı zor duruma sürüklüyor. Ayrıca teknolojinin gelişimi çalışma biçimlerini de etkiliyor. Birçok kişi evden çalışmaya başlarken, fiziksel ve sosyal iletişimler de azalmaya başlıyor. Uzun vadede bu izolasyon çalışanların motivasyon ve sağlığını olumsuz etkileyebilir.
Sonuç olarak, teknolojik gelişmeler iş dünyasını hem kolaylaştıran hem de zorlaştıran yeniliklerle donatmıştır. Her ne kadar avantajları daha ağır bassa da, veya öyle görülmek istense de, bu evrimleşen teknoloji dünyası pek çok tehlike barındırıyor. Belki de asıl mesele bu kaynaklardan en iyi şekilde yararlanıp zararlarından da kaçınmayı öğrenmektir.