Sabah uyanmıştım ve her şey o tuhaf ışığın pencereden içeri dolduğu anda başlamıştı. Pencereden dışarı baktığımda, dışarının bembeyaz karla ve yemyeşil kutup ışıklarıyla kaplı, muazzam bir görüntüsü vardı. Odamdan çıkmak için üzerime kalın birkaç şey giyindikten sonra dışarı çıktım ve Noel Baba’ya benzeyen bir adam beni ren geyikleriyle uçan kızaklara bindirdiği anda havalanmaya başladık.
Bir süre sonra sıkıldığım için adamla sohbet etmeye başladım. Bana yarın Noel olduğunu ve bu gece insanlara hediyelerini dağıtacağımızı söyledi. İlk evin bacasından girerken üzerimdeki kıyafetlerin değiştiğini fark ettim ve biraz garip gelse de o zamana kadar pek normal şeyler yaşamadığım için boş verdim. Milyonlarca evi bir gecede gezdikten sonra otele geri döndük ve oradaki insanların kapısının önüne mini hediyeler bıraktık.
Tüm odalar bitince odama döndüm ve direkt uyudum. Sabah kapım çalmıştı; açtığımda Noel Baba beni alıp kocaman, kütüphaneye benzeyen bir yere götürdü. İçeri girdiğimizde benimle aynı şeyleri giyinen milyonlarca insanı gördüm. Noel Baba, onların elf olduğunu ve bu gece için hazırlık yaptıklarını söyledi. Akşam olduğunda tüm elfler ve Noel Baba ile birlikte Noel’i kutladık. O günden beri buradaki beşinci yılımı geçiriyorum ve şu an iyi ki buradayım diyorum.