Yalnız ve Özgür

“Şubat Yolcusu” şiirinin bende uyandırdığı ilk duygu, derin bir yalnızlıktı. İnsanın içindeki bu yalnızlığı, hiçbir ressam tam anlamıyla tuvale aktaramaz. Yalnız insanların en büyük sığınakları gecelerdir. Gece, kimsesizliğin içinde özgürlüğü de barındırır. Bu yüzden onlar için akşamın kasvetli olması üzücü değil, aksine bir teselli gibidir.

Attilâ İlhan’ın “ceplerinde bozuk bir bulut uğultusu” ifadesi ise inanılmaz bir betimleme örneğidir. Normalde insan cebinde bozuk para taşır, fakat Şubat Yolcusu cebinde bulutların uğultusunu hisseder. İşte bu, yalnızlığın ve özgürlüğün iç içe geçtiği, sıradanlıktan uzak bir ruh hâlini yansıtır. Şiir, gecenin bir noktasında içine düşen yalnızlık korkusunun, sabaha karşı umutla yer değiştirmesini anlatır. Sabahın aydınlanması, geceden kalan umutsuzluğun ve karanlığın oyunlarının bozulması gibidir.

Bu yazıyı kaleme almadan önce Attilâ İlhan hakkında birçok araştırma yaptım. Şiirlerindeki derin anlamlar ve duygular beni fazlasıyla etkiledi. Bununla da yetinmedim, aile büyüklerime onun şiirlerini nasıl yorumladıklarını sordum. Onların anlatımları o kadar etkileyiciydi ki, neden bu büyük şairi daha önce keşfetmediğime şaşırdım. Aldığım ilhamla, “Şubat Yolcusu”nun bende uyandırdığı hisleri bu yazıya döktüm.

(Visited 10 times, 1 visits today)