Bugünün çocukları, geçmiş dönemin çocuklarına göre yapayalnızlar. Ellerindeki dijital ekrandan başlarını kaldırmadan sofraya oturan ve neredeyse tablet seyretmeden yemek yemeyen çocuklar var. Futbol topu sürmeyi, elindeki oyun konsolunun kumandasını ileri geri ittirmek zanneden bir nesil yetişti. Arkadaşlarıyla sosyalleştiği oyunlardan uzak kalan çocuklar, kazanmayı ve kaybetmeyi de öğrenemiyor; duygularını yönetmeyi bilemiyorlar. Çocuklar akademik başarı sağlamak için ders çalışırken sosyallikten de uzak kalıyor. Dayanışmayı ve birlik olmayı değil, bireyselliği öğreniyorlar.
Bilişim çağının dijital insanları olarak her türlü bilgiye anında ulaşıyoruz. Her zaman daha fazlasını, daha hızlısını talep ediyoruz. Her geçen gün çocuklar odalarında daha da yalnızlaşıyor.
Çocuklar aileleri tarafından sosyal gelişim için spor ve müzik kurslarına götürülse de arkadaşlarıyla sokakta oynama şansına sahip bir çocuğun aldığı hazzı alamıyor. Sosyal becerileri gelişsin diye oyun terapi programlarına götürülen çocuklar var. Bazı çocuklar hafta sonu kurslarına test çözmeye gidiyor. Ailelerince bilimsel yaklaşan, analitik düşünceye sahip, araştırmacı ve sorgulayıcı olması istenen çocukların ruhlarındaki yalnızlık her geçen gün artıyor.
