Eğer gözlerinizi biraz olsun açarsanız, görebilirsiniz… Bu dünya çığlık atıyor. Her taşında, her yaprağında, her yağmur damlasında yankılanan bir feryat var. Ama siz, bu sessiz çığlığı duymak yerine kulaklarınızı betona gömüyorsunuz. “Çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakalım” diyorsunuz ya… Ne kadar içi boş, ne kadar ezber bir cümle. Peki, nedir sizin için yaşanabilir dünya? Alışveriş merkezleriyle çevrili bir hayat mı? Plastik poşetler içinde büyüyen nesiller mi? Yoksa mavi gökyüzünü ekranlardan izlemek zorunda kalan çocuklar mı?
Ben sorayım: Bir çocuk toprağa basmadan nasıl büyür? Rüzgârın kokusunu duymadan nasıl öğrenir yaşamayı? Onlara bıraktığınız dünya, sadece dijital bir yankıdan ibaret. Oysa yaşanabilir bir dünya, hissetmektir. Çıplak ayakla çimene basmak, sabah serinliğinde doğanın nefesini içine çekmektir. Gökyüzüne baktığında yıldızları sayabilmektir. Kuş cıvıltısıyla uyanmak, denize baktığında tuzun tadını hatırlamaktır.
Ama siz ne yaptınız? Gökyüzüne perde çektiniz, yıldızları unutturdunuz. Sulara beton döktünüz, balıkları susturdunuz. Ağaçları kestiniz, dallarından yükselen şarkıları boğdunuz. Sözde “gelişmek” uğruna yok ettiniz, ne geçmişe saygınız kaldı ne geleceğe umut. Sizin için “yaşanabilir dünya” konfor demekti, oysa asıl konfor nefes alabildiğin bir dünyada yaşamaktır.
Ve şimdi çocuklarınıza ne bırakıyorsunuz? Zehirli bir hava, kurumuş topraklar ve sessiz göller… Umutsuzluk içinde yeşerecek hayaller bırakıyorsunuz. Onlar, sizin bencil tercihlerinizin mirasçıları artık. Sizin yerine getirmediğiniz sorumlulukları omuzlamak zorunda kalacaklar. Her nefeste sizden kalan hasarı soluyacaklar.
Yaşanabilir bir dünya bırakmak, sloganlarla olmaz. Bu, içten bir özürle başlar; doğaya, geçmişe, geleceğe duyulan samimi bir pişmanlıkla… Toprağa diz çökmekle, gökyüzüne baş eğmekle, suya kulak vermekle olur. Doğayı tanımakla, sevmekle, korumakla olur. Çünkü doğa, sizi affetmeye hazır olabilir; ama çocuklarınız olmayacak. Ve işte o zaman, gerçekten bir şeyleri kaybettiğinizi anlayacaksınız.
Ama iş işten geçmiş olacak.
