Bir sabah uyandığımda kendimi kendi yatağımda değil, bambaşka bir yerde buldum. Kaygılı değildim ama şaşkındım çünkü burası inanılmaz güzeldi. Pencereye doğru yürüyüp tül perdeyi araladım. Karşımda masmavi bir deniz uzanıyordu; o kadar büyüleyici görünüyordu ki bütün dertlerimi unutturmaya yeterdi. Şimdi tek yapmak istediğim şey, kalem setimi alıp kulaklığımı takarak pencerenin önünde bir şeyler çizmeye başlamaktı. Ancak önce buraya nasıl geldiğimi öğrenmeliydim.
Beş katlı bu kocaman evin zemin katına indim ve yalnız olmadığımı fark ettim. Kapının önünde takım elbiseli bir adam duruyordu. Kapıyı açmaya çalıştım ama kilitliydi. Camlara vurmaya başladım belki beni fark eder diye ancak düşündüğüm gibi olmadı. Bir süre sonra merakıma yenik düşerek etrafa göz gezdirmeye başladım. Derken masanın üzerinde bir zarf gördüm. Belki burada olmamın sebebini açıklıyordur diye düşündüm ve hemen açtım.
Tahmin ettiğim gibi de oldu. Bu, bir yarışmaydı ve ben seçilmiş kişiydim. Zarfın içinden bir harita ve bir not çıktı. Notta bu evin yeni sahibi olabilmem için haritayı takip ederek evin içinde gizlenmiş üç objeyi gün sonuna kadar bulmam gerektiği yazıyordu.
Zaman kaybetmeden işe koyuldum. Haritada ilk gösterilen yer, kapalı havuz bölgesiydi. Burada bulmam gereken obje, küçük bir deniz kızı figürüydü. Bütün şezlongların altına baktım, duş kabinine göz attım ama figürü bulamadım. Son olarak jakuzinin içine baktığımda aradığım deniz kızı figürünü orada parıldarken gördüm.
Sıradaki durağım, sinema salonuydu. Burada bulmam gereken obje, bir patlamış mısır figürüydü. Bardaklıkların içine ve çocukların daha rahat izleyebilmesi için tasarlanmış yükselticilere baktım ama hiçbir şey bulamadım. Tam pes etmek üzereyken yerde unutulmuş gibi duran boş bir patlamış mısır paketi dikkatimi çekti. Paketi kaldırınca ikinci figürü de bulmuş oldum.
Günün bitmesine çok az kalmıştı ama kendime inanıyordum. Son durak spor salonuydu. Burada bulmam gereken obje, küçük bir ağırlık figürüydü. Önce pilates bölümüne baktım ama orada yalnızca küçük bir pilates topu figürü vardı. Onu yerine koyup biraz daha aradıktan sonra ağırlıkların arkasında parlayan minik figürü fark ettim. Son figürü de alarak hızla salona koştum.
Bulduğum üç objeyi masanın üzerine bıraktım ve kanepeye oturdum. Yaklaşık dört-beş dakika sonra kapıdaki takım elbiseli adam içeri girdi ve objeleri kontrol etti. Ardından bana gülümseyerek yaklaştı ve tebrik etti. Yeni evimin anahtarlarını elime tutuşturduğunda sevinçten yerimde duramıyordum.
Ertesi gün kalem setimi ve kulaklığımı alıp dün uyandığım odaya gittim. Denizin karşısında oturup yeni evimin resmini çizmeye başladım.
