Yepyeni Bir Başlangıç

Bu bir 30 Aralık günüydü. Tüm komşular, tanıdıklar ve aileler yeni yıl için hazırlık yapıyordu. Lukasda ailesiyle beraber diğer tüm herkes gibi yemekler, tatlılar ve süslemelerle bu günü dopdolu geçiriyordu. Annesinin ve babasının aklı bu kutlamayı nasıl yapacaklarını düşünürken Lukasın düşünceleri başka diyarlara girmişti.

Lukasın sınıfına nakil olan bir kız öğrenci gelmişti. Sınıf öğretmenleri tesadüfen kızı Lukasın yanına oturtmuştu. Uzun boylu, sarışın, deniz suyu gibi ışıldayan gözlüydü. Derse geçince bir anda kız Lukasla sohbet etmeye başlamıştı. Adı saf güzellik anlamına gelen Mikasaydı. Lukas onun inceliğiyle mükemmel sesini duyunca, miğdesi çiçekler ve kelebeklerle dolmuştu. Teneffüs zili çalana kadar uzunca, tatlı tatlı konuşmuşladı. Konuşurken Lukas Mikasanın bir dansçı ve şarkıcı olduğunu , aynı zamanda resim çizmeye ve kitap okumaya tüm anlamıyla aşık olduğunu öğrenmişti. Birçok benzer tarafları vardı. İkisi de bir çalgı çalıyor, yemek yapmayı seviyor ve ilginç bir şekilde ikisinin de sosyalleşme düzeyi farklı değildi. Annesi Lukasın bir kız arkadaşı olmasını hiçbir zaman karşı değildi fakat babası bu durumu pek desteklemiyordu. Lukas ailesine bu olanları anlatınca babası ona kız değil de daha çok düzgün arkadaşlıklar yapmasını söylemişti. Fakat birkaç dakika sonra babası ona kendisinin haklı olmadığını ve Lukas için çok mutlu olduğunu dile getirmişti. Yeni yıla hazırlık yaparken de Lukas Mikasayı düşünüyordu. Yılbaşına kadar sadece birkaç gün vardı ve ona bir hediye almayı kafasına takmıştı. Koşa koşa annesinin yanına gidip kızların daha çok neler sevdiğini sormuştu. Durumun farkına varan annesi Mikasaya bir kupa alırsa onun kalbini hızla ele geçirebileceğini söyleyip ondan çok iyi bir erkek arkadaş olabileceğini dile getirmişti. Lukas hafifçe kıkırdayıp annesine bolca teşekkür etmişti. Kıyafetlerini hazırlayıp giyindiği anda, kendini  hediyelik eşya merkezinde bulmuştu. Uzun uzun, pür dikkat içinde en güzel kupayı seçmek için kendini yormuştu. Her çabanın sonunda bir sonuç olduğu gibi Lukas da çabalarının karşılığını almayı umut ederek hediyesini alıp evine gitmişti. Günün sonunda Mikasayı görmek için sabırsızlıkla yatağına yatmıştı ve onu düşünerek rüyalarını görmeye başlamıştı. Ertesi gün ışık hızıyla okula gelmişti. Mikasayı gördüğü anda kalbi yerinden çıkacakmışçasına atmaya başlamıştı. Onun bir kaç dakikasını alabileceğini söyleyip , koridorun bir köşesine götürmüştü. Bir söz bile söylemeden ona paketi uzatıp ondan çok hoşlandığını söylemişti. Mikasa çok şaşırıp armağanı için çok teşekkürlerini iletmişti fakat yüzünde kabul ifadesi gözükmüyordu. Lukasa daha onu pek tanımadığını ve çok erken olduğunu bildirmişti. Lukas üzüntüyle sözlerine kabul edip hiç derslere girmeden evine gitmişti. Annesine olayı anlatıp ,üzülmemesi gerektiğine ve daha herşeyin bitmediğine düşüncelerini çevirmeyi çalışırken aklı hep Mikasada kalıyordu. Yeni yıl günü okulunda kocaman bir kutlama düzenlenecekti. Okula giderken annesi yeni yılın yepyeni bir başlangıç olduğu gerçeğini oğluna öne sürmekle uğraşıyordu. Lukasda bu gerçeği kabullenmeye çalışıyordu. Okula gelince masasında bir not bulunuyordu. Üstünde “Kütüphanede seni bekliyorum.” yazıyordu. Lukasda çok şaşırmıştı ama şaşkınlığını göstermeden kütüphaneye doğru yolunu almaya başlamıştı.
Kütüphaneye varınca Mikasa onu elinde kocaman bir kutu ile bekliyordu. Yanına gelip hiçbir şey söylemeden Lukasa kutuyu verdi ve özür dileyip “Seni düşündüğünden çok seviyorum.” demişti. Lukası hiç dinlemeyip kız bir anda ortadan kaybolmuştu. Bu anda Lukasın umudu yeniden yeşeriyordu çünkü onun aşk hikayesi daha bitmemişti.

(Visited 9 times, 1 visits today)