Yıl 1453, İstanbul kuşatılıyor. Genç asker Ali, herkesin gerginliğini fark etti. Bir sabah, askerlerin arasında heyecanla dolaşmaya başladı. “Arkadaşlar, inanılmaz bir şey duydum! Bizanslılar gizli bir tünel kazmışlar, tam da ordugahımızın arkasında!” diye bağırdı.
Askerler şaşkınlıkla işlerini bıraktı. Kılıçlarını bırakıp merakla Ali’nin etrafına toplandılar. “Nereden duydun?”, “Gerçekten mi?” gibi sorular havada uçuşuyordu. Ali, ciddi bir yüz ifadesiyle başını salladı. “Evet, güvenilir birinden duydum. Hemen komutanlara haber vermeliyiz!”
Tam o sırada, Ali’nin yüzünde sinsi bir gülümseme belirdi. Derin bir nefes alarak, “Şaka! 1 Nisan!” diye kahkaha attı.
Bir an sessizlik oldu. Sonra askerler de gülmeye başladı. O yoğun savaş atmosferinde, küçük bir şaka bile yüzleri güldürmeye yetmişti. Ali’nin bu muzipliği, o gün kısa bir an için bile olsa gerginliği dağıtmış ve askerlere moral olmuştu. Belki de bu basit şaka, yüzyıllar sonra kutlanacak olan 1 Nisan şakalarının ilk kıvılcımıydı.
