Zaman üzerinde kontrol sahibi olabilmek insanoğlunun en büyük hayallerinden biridir. Eğer bir seçim yapmak zorunda kalsaydım, zamanı durdurmayı mı yoksa istediğim bir zaman dilimine yolculuk etmeyi mi tercih ederdim? Bu sorunun cevabı, hayattan ne beklediğime ve nasıl bir deneyim yaşamak istediğime bağlı olurdu.
Zamanı durdurabilmek, hayatta en çok değer verdiğimiz anları uzatmamızı sağlar. Yoğun bir günün ortasında durup dinlenmek, sevdiklerimizle daha fazla vakit geçirmek veya bir sınav öncesi biraz daha hazırlanmak için harika bir fırsat olurdu. Anı yaşamak isteyenler için zamanı durdurmak büyük bir avantaj sağlar. Belki de bazı hataları düzeltme şansımız bile olurdu. Ancak, zamanın durduğu anlarda herkes olduğu gibi kalırken benim ilerlemem nasıl bir sonuç doğururdu? Ya yaşlanmam hızlanırsa? Ya da dünya donmuşken yalnız hissetmeye başlarsam?
Öte yandan, zaman yolculuğu yapmak bambaşka bir macera olurdu. Geçmişe giderek tarihin en önemli anlarını gözlemleyebilir belki de büyük olayların perde arkasını öğrenebilirdim. Atalarımı ziyaret edip onların yaşamlarını görebilmek veya Leonardo da Vinci ile konuşabilmek muhteşem olurdu. Geleceğe gitmek ise bilinmeyeni keşfetmek için mükemmel bir fırsat olurdu. Teknolojinin ne kadar geliştiğini görmek, insanlığın ne yöne evrildiğini öğrenmek heyecan verici olurdu. Ancak zaman yolculuğu tehlikeli de olabilirdi. Geçmişe yapılan en ufak bir müdahale bile geleceği değiştirebilir, tanıdığım dünyayı bambaşka bir hâle getirebilirdi.
Eğer bir seçim yapmam gerekseydi, ben zaman yolculuğunu tercih ederdim. Bilinmeyeni keşfetmek ve tarihe tanıklık etmek, zamanı durdurmaktan daha heyecan verici olurdu. Ama belki de en iyisi, zamanın akışına güvenip onu olduğu gibi kabul etmektir.