A Turkish flag flies on boa in the Bosporus strait prior to the Bosporus Cross-Continental Swimming Race in Istanbul, Sunday, July 24, 2016. More than 2,000 athletes competed in the 6.5-kilometer challenging race. (AP Photo/Lefteris Pitarakis)

100. YIL

Merhaba ben Emir Poyraz Erden, hemen konuya giriş yapmak istiyorum. Öyle zaman olur ki, yıllar geçse dahi bize o verdiği hazlar aynı kalır. Tam da 28 Ekim, Gazi Mustafa Kemal’in öyle dudaklarından dökülen sözcükler gibi. “Efendiler! Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.”

Cumhuriyet, 100 yıl sonra bile Türk gencinin karakterini temsil edecektir ve her zaman bizlere cesareti öğretmeye devam edecektir.

29 Ekim sabahı yurtta özgürlüğün kokusu vardı. Türk insanında bir heyecan, toprağında bir ahenk saklıydı. Yüce Türk bayrağı rüzgar ile dansına kalkmıştı. Bu yurttaki güzellik, 19 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışıyla başlamıştı. Osmanlı Devleti zamanında yitip giden özgürlük ve bağımsızlık duygusunun fidanları Samsun da atılmıştı. Osmanlıdaki  sinsi düşmanlar yavaş yavaş Türk halkındaki bağımsızlık anlayışını bastırmaya çalışıyordu o zamanlar. Türk halkı esirliğin ve haksızlığın karşısında bitap düşmüştü. Bütün dünya bilmelidir ki, artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da milli egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve varlığıdır. Millet önünde, onun bağımsızlığının temini önünde onun liyakat, ilerleme ve yenileşmesi önünde her kuvvet ancak milletin irade ve emeline uymayanların talihi acıdır, yok olmaktır. Arkadaşlar! Türkiye Devleti’nde ve Türkiye Devleti’ni kuran Türkiye halkında diktatör yoktur çünkü olamaz. Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da milli egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir. Bunu korumak ve yüceltmek de biz Türk gençlerinin elindedir.

 

(Visited 18 times, 1 visits today)