Eğitim Coğrafyası

Kadınlar, geçmişten günümüze kadar olan süreç içerisinde pek çok zorluğa göğüs germiş ve her daim ellerinden geleni yaparak tarihe geçmiş olan altınlardır. Gerek savaşlarda gerekse sosyal hayatta yaptıkları fedakarlıklar yadsınamaz bir gerçektir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlara verdiği önem, çağdaş bir ülkenin oluşumunda rol oynayan en temel unsurlardan biridir. Fakat günümüzde dahi pek çok kadının bazı haklara sahip olmadığı görülmektedir. Eğitim hakkı olmazsa bir toplumun yücelmesi de imkansızdır. Bazı ülkelerde ise bu hakkın kadınlara tanınmadığı gözlenmiştir.

Kadınlara eğitim hakkının verilmediği pek çok ülkede UNESCO’nun verileri şu şekilde: yoksulluk, erken evlilik, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve okuma-yazma bilmeme oranı. Bu gibi durumlarda yetkili ülkenin bazı denetlemelerde bulunması, kadınların en iyi şekilde eğitim alınmasının sağlanması açısından gerekli yasaların çıkarılması ve bir an önce uygulamaya konulması gerekmektedir. Aksi takdirde, nice kadın bilgisiz kalacaktır ve bu da ülkenin hem toplumsal hem de akademik olarak eksikliklerini arttırmaya devam edecektir ve daha sonra bu durumu düzeltmek çok daha zor bir hale gelecektir.

Haberlerde de gördüğümüz gibi kız çocuklarına bu değerli hakkın verilmemesi, erkekler okurken kızların evde iş yapmasının beklenmesine veya erken yaşta evliliğin kötü olmadığı düşüncesine sahip olan pek çok ülke vardır. Bu yanlış algı, kadınların-kız çocuklarının kendilerini değersiz ve mutsuz hissetmelerine sebep olmasının yanı sıra büyük bir eşitsizliği de sembolize etmektedir. Toplumda bulunan iki baskın cinsiyetin birbiri ile uyum ve eşitlik içinde bulunması o toplumun refah seviyesini arttırmada büyük bir rol oynar.

Yemen’de kadınların sadece %53’ünün ilkokula gönderildiğini biliyor muydunuz? Peki, ya Afganistan’da kızların eğitimi için açılacak bir okulun son anda açılmaktan vazgeçildiği ve pek çok kız çocuğunun durmayan gözyaşlarını gördünüz mü? Pakistan’da okula gitmeyen çocukların üçte ikisinin de kızlardan oluştuğunu söylesem ne tepki verirsiniz?

Norveç’in ise Toplumsal Cinsiyet Eşitliği indeksinde birinci olması, Finlandiya’da kız ve erkek çocuklarının beraber olduğu gruplardan oluşan sınıflara yerleşmesi ve kadınların eğitim oranının daha yüksek olması, aynı zamanda Hollanda’da kadınların yükseköğrenimlerine devam etmesi ile artan başarı oranının devlette yarattığı olumlu etkileri düşünebiliyor musunuz?

Günümüzde çoğu kadın ekonomik özgürlüğe sahip olmadığı için yaşadıkları yeri terk etmeleri de oldukça zor. Bu sebeple eğitimin coğrafyaya bağlı olduğu gerçeğini üzülerek belirtmeliyim. Kendi ülkeni bırakıp daha iyi imkanların olduğu yerlere yerleşmen çok zor ve büyük sorunlara yol açabilen bir etmen olduğu için o ülkenin sisteminin değişmesinden başka çıkar yol bulunmamakta. Bir bakıma coğrafya kaderdir diyebiliriz.

Türkiye’de ise 3 Mart 1924’te çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kadınlara eğitim hakkı verilmiştir. Bu sayede daha güçlü kadınlar yetişmiş, ülkede kararların daha doğru bir şekilde alınması sağlanmış ve kadınlar özgür, kendi ayakları üzerinde durabilen kişiler olmuştur. Bu kanunun ne kadar değerli olduğu ve yeniliklere açık olan Mustafa Kemal Atatürk’ün de verdiği haklarla kadınlarımızın parlayacağı dönemlere ayak basmamızın üzerinden ne kadar zaman geçse de onlar toplumdaki en naif ve düşünceli canlılar olarak kalacaktır.

Kadın olmanın günümüzde yeterince zor olduğu şu dönemlerde bir de kadınlara bu temel hakkın verilmemesi en büyük eşitsizliktir ve bir çözüm bulunması gerekmektedir. Toplumun bir yarısının bu hakka erişebilmesi fakat diğer yarısının bu haktan yoksun olması toplumsal dengeyi bozacaktır ve ülkenin yozlaşmasına sebep olacaktır. Atatürk’ün de dediği gibi: ‘’Kadınlarını okutmayan milletler yıkılmaya mahkumdur.’’

(Visited 9 times, 1 visits today)