Galaksinin Çakıl Taşları

Günümüzde bazıları, insanlığın yıllardır süren uzay yolculuğu macerasında çok önemli bir dönüm noktasına varılacağını savunuyor. Peki bu nasıl gerçekleşecek? Cevap uzay madenciliği olabilir mi?

İlk bakışta göze bile çarpmayan taş yığınları – asteroitler – aslında çok zengin kaynaklar   içeriyor olabilir ve bizim evreni keşfetmemize katkı sağlayabilirler. Bu taşlar, uzayda benzin istasyonları ve Mars’taki kurulması olası habitatlar için yapı taşları olma potansiyeline sahipler. Fakat şu anlık bu potansiyel kullanılamıyor. Peki uzay madenciliğine ne kadar yaklaştık?

Bilim adamları ve güçlü ülkelerin girişimcileri son zamanlarda uzay madenciliğine büyük yatırımlar yaptı ve bu konuda projeler başlatıldı. Bunun en büyük sebebi ise asteroitlerin, metalleri, yaşam kaynağımız olan suyu, nadir mineralleri ve hatta yeryüzünde oluşması imkansız olan elementleri içerme olasılığıdır. Asteroitler dışarıdan bakılınca gri kayalar gibi görünse de onların üstünde madencilik yapılabileceğini gösteren küçük ayırt edici özellikler bulunuyor. Fakat daha önce de belirttiğimiz gibi bu koca kayalarda aradığımız kaynakların bulunması sadece bir olasılık. Sizce bu riski almaya değer mi?

Bildiğiniz üzere dünya nüfusu her saniye binlerce sayı artıyor. Popülasyonun artması tüketimin artmasına, doğru yoldan da kaynakların azalmasına yol açıyor. Uzmanlar dünyadaki demir rezervlerinin ilerideki yüz yıl içerisinde biteceğini öngörüyor. Ki nüfus artışının bu denli fazla olduğunu göze alırsak bu süre kısalabilir bile. Bu yüzden bilim adamları haklı olarak kaynak ihtiyacının giderilmesi ve üretimin devam edebilmesi için uzay madenciliğine başvuruyor. Uzay madenciliği gibi karlı bir iş hala yürürlüğe sokulmadığından bu işin önünde bazı engeller olduğunu görmek zor olmasa gerek.

Uzay madenciliğinin yapılmasına engel olan en büyük faktör yüzyıllar önce Newton’un keşfettiği ‘yer çekimi’. Uzayda yer çekimi olmadığından dolayı kazı yapacak makinelerin kuvvet almak için tutunacakları bir yer bulunmuyor. Bu sorun yapay yer çekimi bulunan ortamlar yaratılarak giderilmeye çalışılıyor ve bu yöndeki çalışmalara yatırımlar da bi hayli fazla. Yeteri kadar uzay aracının üretilmesi ve yakıt depolarının tedarik edilmesiyle insanlık tarihinde büyük bir adım atmaya daha yaklaşacağız.

Peki o zaman uzayda madenciliğe ne kadar yakınız? NASA’nın yayımladığı bilgilere göre 10 yıl içinde asteroitlere çıkmak ve önemli miktarda kaynağı geri getirmek için ilk asteroit madencilik araçlarımızı piyasaya süreceğiz. 100 yıl içinde ise muhtemelen asteroitlerden gelecek olan demir ve diğer madenlerden inşaa edilmiş yapıların olması ve aydaki kolonilerde bulunan insanların bu yapıtlarda yaşaması oldukça makul görünüyor. Bu da bize uzay madenciliğinin bir bilim kurgu olmadığını gösteriyor. Hatta gelecek yüzyıllarda, kadınlar uzaydan gelen taşlarla süslenen kolyeler takıyor olabilir. Bilimin buluşlarına absürt bir şeymiş gibi bakmak yerine, yeni bilgileri kabullenip bizim de meraklı olmamız yapılacak yeni araştırmalara yol açar.

İnsanoğlu geliştikçe ve hayat sürdükçe, yaşam hakkında bildiğimiz şeyler değişiyor ve evriliyor. Tam olarak uzay madenciliği gibi önemli işleri yapabilmeye başladığımız ve bu konularda yeterli teknolojiye sahip olduğumuz zamanda, bu gelişmeler dünyada ilk canlının karaya çıkması kadar önemli bir adım olacaktır.

 

(Visited 56 times, 1 visits today)