Geçilmez Çanakkale! Geçilseydi Ne Olurdu?

Çanakkale Savaşı.. Nice yiğidin canlarını verdiği o kanlı zafer! Nice anaların evlatsız kaldığı, ”on beşliler”in geri dönemediği o savaş… Gencinin, yaşlısının,Türk’ün omuz omuza verip beraber savaştığı o savaş… Ulusumuzun nice zorlukla kazandığı bu savaşı kaybetseydik ne olurdu peki? Düşüncesi bile korkutucu. Biraz da bu yüzden atalarımızın kanıyla sulanmış bu toprakları tüm benliğimiz ve sadakatimizle korumamız gerektiğinin bilincindeyiz.

Çanakkale Savaşı

1.dünya savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Osmanlı Devleti ve İtilaf devletlerinin yapmış olduğu bu savaşın amacı önce  Çanakkaleyi sonra da İstanbul’u alarak Osmanlı devletini bozguna uğratmak ve Rusya’ya erzak, cephane yardımı yapacak yolu sağlamaktır. İngiltere’de Winston Churchill :”Türkler savaş gemilerimizin toplarını gördüğü anda cepheden kaçarlar, merak etmeyin, hemen Çanakkale’yi geçeriz ve bir hafta sonra da İstanbul’da kahvaltımızı yaparız.” demiştir fakat bu dediklerini hiçbir zaman yapamadılar.

Yazımızın devamında Winston Churchill’in yanılmadığını düşünerek devam ediyorum.

Marmara Üniversitesi Tarih bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Vahdettin Engin anlatıyor:

Çanakkale cephesinin açılması o zaman İngiltere Deniz Bakanı olan Churchill’in projesi. Churchill birkaç yıl önce Balkan Savaşı’nı kaybeden Osmanlı ordusunu bitmiş olarak düşünüyor. Daha deniz savaşları aşamasında “Türkler savaş gemilerimizin toplarını gördüğü anda cepheden kaçarlar, merak etmeyin, hemen Çanakkale’yi geçeriz ve bir hafta sonra da İstanbul’da kahvaltımızı yaparız” diyor. Gelirkenki psikolojileri bu. Hiç bekledikleri gibi olmadı tabii ki. İstanbul’u ele geçirip boğazları kullanarak Rusya’ya destek vermeyi ve 1. Dünya Savaşı’nı bitirmeyi planlarken çok ağır bir yenilgi aldılar.
İngilizler bunu hiç hazmedemediler. Hatta 18 Mart 1915’te Çanakkale’de yenilen Donanma Komutanı Amiral Robeck’i 1918’de Mondros Mütarekesi imzalandıktan sonra İstanbul’u işgal eden kuvvetlerin komutanı yaparak “Biz rövanşı böyle alırız gibi” gibi bir tavır koydular. O işgal birlikleri de İstanbul’daki Müslüman Türklere hep kötü davrandılar.
Kara savaşının başladığı 25 Nisan 1915’te Mustafa Kemal yarbay olarak 19. Tümen komutanı, emrinde üç tane alay var: 57, 72 ve 77. İlk çıkarmanın olduğu gün 57. Alay’la doğrudan müdahale ediyor çünkü 72 ve 77’de Arap unsurlar çoğunlukta olduğu için onlar çok da savaşçı bir konumda değiller. 57. Alay’ın direnişiyle İtilaf kuvvetlerinin 48 saatte Gelibolu Yarımadası’nı ele geçirme planı bozuldu.
Ağustosta taze kuvvetlerle bir çıkarma daha yapıldı. Orada da artık albay olan Mustafa Kemal Anafartalar Cephesi Komutanı olarak yine onları durdurdu. Esas savaşı bitiren 10 Ağustos’taki süngü hücumudur. Atatürk elinde kılıcıyla cephenin başına geçiyor, “Arkadaşlar beni bekleyin ön saflara doğru gideceğim, kılıcımı indirdiğim anda harekete geçeceksiniz” diyor. İki cephe arasındaki mesafede çok azdır, 10 metre 20 metreye kadar düşmüştür…
Türkiye’nin o zaman uçağı yok, Alman uçakları var ama onlar sadece gözetleme amaçlı uçuşlar yapabiliyor. Buna karşılık, İngilizlerin Gelibolu’da savaş suçu işlediği hava saldırıları da var. Periyodik olarak kimyevi gaz kullandılar, hastane olarak kullanılan gemileri ve sivilleri bombaladılar. Bunlar tarih kitaplarında yok, yakın zamanda Osmanlı arşivlerinden çıkan belgelere dayalı bilgiler.

Ne kadar korkutucu ve dehşet verici değil mi ? Vatanımız kolay yollarla kazanılmadı ne yazık ki. Neyse ki başımızda Mustafa Kemal Atatürk gibi bir önder vardı. Eğer o olmasaydı biz burada olamazdık. Bastığımız toprak, özgürce aldığımız her nefes bizim Atamıza olan borcumuzdur. Bunların hepsi onun askeri dehası ve ileri görüşlülüğü sayesinde oldu. Sadece savaşta değil savaştan sonraki Türkiye Cumhuriyeti’nde de bize önderlik yapmış ve hem ekonomik açıdan hem de eğitim açısından Avrupa’yı geri bırakır hale gelmiştik. Şimdiki halimizi ağza bile almak istemiyorum ! Bu yüzden bizler Türk gençleri olarak Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bize verdiği bu vatan topraklarını tıpkı atalarımızın yaptıkları gibi canla başla korumalıyız.Bunun için illa ki savaşa girmemize gerek yok. Gerek sanat gerek ilim yoluyla bu ülkeye bir şeyler katabilmemiz gerekiyor. Bizim üstümüze düşen vazife ülkemize bir şeyler katmak, Atatürk’ün İlke ve İnkılaplarına uyarak çağdaş bir Türk toplumu olarak yaşamaktır. Lütfen bunları yapmadan özgür bir ülke olabileceğimizi düşünmeyin.

mustafa kemal atatürk ile ilgili görsel sonucu

Çanakkale şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anıyoruz.

Kaynaklar ;

t24.com

Vikipedia.org

(Visited 218 times, 1 visits today)