Görüş Ayrılıkları mı Görüş Benzerliği mi?

Herkesin aynı fikirde olup hiçbir düşüncenin tezat düşmediği bir dünya hayal edin. Kulağa ne kadar da hoş ve huzurlu geliyor öyle değil mi? Peki gerçekten de öyle mi? Ortaya atılan fikirlere kimsenin düşünmeden onay vermesi, hiç tartışmaması sahiden sandığımız kadar huzurlu bir dünyaya mı aralıyor kapılarını?

Tartışma deyince akla bir kaos ortamı gelebilir. Ancak, tartışma ille de fiziki bir kavgaya veya tatsız diyaloglara neden olmak zorunda değildir. Bir kişinin topluluğa hitaben en özgür hakkı olan, fikrini beyan etmesi ve anlaşma uğruna konuşması da bir tartışmadır. Ayrıca insanoğlu istişare edip uzlaşarak bu günlere erişebilmiştir ve hâlâ da daha iyisi için uğraşmaktadır. Nedir bu tartışmaları, fikir alış verişlerini ve iletişimi bu denli önemli kılan şey? Diyelim ki yeni bir işe başlayabilmeniz için önünüzde son bir adım kaldı, mülakat… Mülakatlarda iş veren için en önemli hususlardan biri sizin meslektaşlarınıza karşı olan sosyal tutumunuzdur. Bu da iletişim becerilerinizi ne kadar ön plana çıkarabildiğinizi görebilmeleri için bir fırsattır. Bu görüşmelerde, sizin kriz ortamını nasıl yönetebileceğinizi veya sizin ne kadar yenilikçi fikirlere sahip olup başka fikirleri de nasıl karşılayacağınızı gözlemlerler. Eğer ki sizin meslektaşlarınızla fikirleriniz tıpatıp aynı olursa, ortada uzlaşılması gereken bir durum da olmayacağı için kimsenin kriz ortamını yönetebilme kabiliyetinin bir önemi kalmazdı. Bu yüzden de bir iş sahibi olabilmek için mülakatlara girmemiz icap etmezdi. Sizce neden insanların kendi dertleri kendilerine yetiyorken yine de görüş ayrılıklarının olması onları yıpratmıyor aksine daha zinde yapıyor? Neden her kafadan bir ses çıkmasına tepki göstermiyorlar? Çünkü, bu dünyadaki herkesin az ya da çok bir yaşanmışlığı, kendine özgü bir hayat tecrübesi ve felsefesi var. Bundan yola çıkılarak herkes kendi düşüncesini sunarsa ve demokratik yollarla herkesin en mutlu olacağı karar alınırsa sizce de daha iyi olmaz mıydı? Çoğumuz mutlaka bu cümleye hakimizdir, “İnsanın en kıymetli öğretmeni hayatı boyunca yaptığı hatalardır. İnsan yaptığı her hatadan bir ders çıkartır ve bir daha aynı hataya düşmez.” Peki söylenen her fikre kulak asıp denileni hiç ikiletmeden onaylasaydık ne olurdu hiç düşündünüz mü? 11 Mart 2023 tarihinde yayınlanan istatistiğe göre dünya nüfusu şu anda 8 milyar 27 milyon 260 bin kişilik bir kapasiteye sahip. Bu kadar insanın sadece birer düşüncesini tüm dünya olarak tecrübe edip sonucundan memnun kalmayınca, “Demek ki bu yanlış bir öneriymiş, bundan ders çıkartmalı ve bir daha aynı görüşe sahip olan birisi olursa tekrar denemeye kalkışmamalıyız.” Deyip hep bir sonraki kişinin fikrini deneyelim derken, bu uzun deneme yanılma serüvenine bir insanın ömrüne sığdırabilir miydik tüm yeni deneyimleri?

Bunun daha kısa bir yolu mutlaka olmalı, diye karalara bağlayıp uzunca düşünmeye ne hacet? Çünkü kısa bir çözümü var ve gün gibi ortada. Hani demiştim ya “Nedir bu tartışmaları, fikir alış verişlerini ve iletişimi bu denli önemli kılan şey?” diye birkaç satır yukarıda. İşte çözüm yolumuz bu üçlü. Neden mi? Eğer bir kişinin dediğini anında yürürlüğe sokarsak karşılaşabileceklerimizi söyledim. Bir de bu üçlüyü dikkate alarak karşılaşabileceğimiz durumları söyleyeyim. Elbette bir kişinin fikrine saygı duymalıyız ancak görüş ayrılığımızı da bildirebiliriz ve bildirmeliyiz de. Böylelikle o düşünceyi hemen o anda denemeye kayda değer olamayacağını belirterek zaman kaybetmeden en doğru kararı almaya bir adım daha yaklaşmış oluruz…

 

 

(Visited 9.223.372.036.854.775.808 times, 1 visits today)