Hayat Fedakarlıklar İster

Yorucu bir gündü, sınav haftam yeni bitmiş ve ödevler verilmeye başlanmıştı. Eve gidip bir nebze de olsa dinlenme hayalleri kuruyordum ki telefonumun zil sesi beni gerçekliğe döndürdü. Arayan kişi annemdi. Söyleyeceği şeyleri çoktan tahmin edebiliyordum, sınavımın ve günümün nasıl geçtiğini soracaktı. Telefona bıkkın bir sesle cevap verdim ancak annemin ilk cümlesi bittiğinde ruh halim çok çabuk değişmişti. “Bize çok güzel notlar getirdin, eve gider gitmez hazırlanıp alışverişe gidelim!”. Böylesine yorucu bir haftanın ardından bu cümle tüm yorgunluğumu üstümden alıp uçurmuştu sanki. Eve gider gitmez üstümü değiştirip çantamı hazırladım ve kapıda annemi beklemeye başladım. 1 saat gibi gelen ama aslında 5 dakika olan bir beklemenin ardından sonunda annem de kapıya çıktı ve arabaya doğru yürümeye başladık.

Yaklaşık yarım saat süren bir yolun ardından sonunda alışveriş merkezine gelmiştik. Annem arabada sadece 3 şey alma hakkım olduğunu söylediği için alacağım şeyleri dikkatli seçmem gerekiyordu. İlk olarak kendime bir parfüm aldım, kokusu bana yaz aylarını hatırlattı. Ardından kitapçıya uğrayıp uzun zamandır okumak istediğim kitabı aldım. Son hakkımı da doldurmadan önce gezmekten iyice yorulduğum için kahveciye gittim. Sıramı beklerken dükkanın önünde çorap satan küçük bir kız çocuğu gördüm. Hava soğuktu ancak kızcağız üstünde sadece incecik bir hırkayla kendisine yiyecek alabilmek için çalışıyordu. O halini görünce içim burkuldu. Sıra bana gelmişti ve kahve almaktan vazgeçip küçük kız için bir sandviç ve limonata aldım. Sonra da son hakkımı kullanmak için kışlık kıyafet satan bir mağazaya girdim. Kızın bedenine uygun mont, atkı ve bere aldım, ardından yemeğini ve kıyafetlerini vermek üzere kızı bulmaya gittim.

İşte oradaydı. Soğuktan morarmış dudakları ve kızarık yanaklarıyla çoraplarını satmaya çalışıyordu. Nazikçe kızın yanına yaklaştım ve bu soğukta neden çorap sattığını sordum. Bana annesinin çalışmadığını, babasının da çok az bir maaşla çok zor ve yorucu bir işte çalıştığını söyledi. Kızın hikayesini duymak beni daha da üzdü ve ondan bir çorap istedim ancak paramın olmadığını söyledim. Küçük kız bir kez bile düşünmeden bana bir tane çorap verdi ve “Hediyem olsun.” dedi. İçinde bulunduğu zor duruma rağmen  bu kadar iyi kalpliydi. Olayı daha fazla uzatmadan elimdeki poşetleri kıza verdim. Görür görmez mutluluktan havalara uçtu ve hemen montunu giyip beresini taktı, sonra da sandviçini yedi, resmen gördüğüm en güzel şeydi. Kıza bol şans dileyip oradan ayrıldım. Bu hareketimi çok beğenen annem de ben kızla konuşurken uzun zamandır istediğim ayakkabıyı alıp bana hediye etti. Günün sonunda herkes mutluydu ve ben de gönül rahatlığıyla uyudum.

İstanbul Alışveriş Merkezleri | En iyi 20 İstanbul AVM Listesi

(Visited 10 times, 1 visits today)