Bir şehirde yaşamak insanlara kolay gelebilir ama küçük, sakin ve sessiz bir kasabada yaşamak da başka bir kolaylık sunar. Ben sakin ve sessiz bir kasabayı tercih ederim. Çünkü şehirde arabalar, kamyonlar, kalabalık ve hava kirliliği insanı rahatsız eder.
Kasabada ise minik bakkallar, berberler, kahveler gibi sadece bir grup insan bulunur. Telefonlara bağlı kalmak yerine dışarı çıkıp doğayla, arkadaşlarla eğlenmek daha güzel ve faydalıdır. Örneğin bir geziye gittiğinizde telefonunuzu sadece fotoğraf çekmek için kullanın ve gezinin tadını çıkarın. İşte buna hayatın tadını çıkarmak denir.
Şehirde insanlar teknolojiyi geliştirerek dikkatimizi arabalara, yeni telefonlara veya diğer ürünlere çeker. Yüksek binalar ve kuleler, fabrikasyon üretimi destekler. Bu durum hava ve su kirliliğini artırır. Ayrıca insanlar paraları olunca gereksiz şeyler almaya yönelir, bu da açgözlülüğe ve çevre kirliliğine sebep olur.
Küçük kasabalarda ise insanlar birbirlerini daha iyi tanır. Emek verdikleri işlerden kazandıkları parayı biriktirir ve çoğu zaman gelecek nesiller, özellikle çocukları için kullanmayı düşünürler. Bu davranış, halk dayanışmasının gelişmiş olduğunu gösterir. Tatlı bir kasaba, özellikle yaşlılar için huzurlu bir yaşam alanı sunar; biz de bu yaşamı deneyimleyebiliriz.
Peki siz hangi yaşamı tercih edersiniz: Şehirde mi, yoksa küçük, sakin ve sessiz bir kasabada mı? Bu soruyu iyi düşünmelisiniz.
