Merhaba günlük, ben Berk! Yeni bir kente taşındık. Haliyle bu da yeni okul demek. Annem der ki; ” Oğlum nasılsa yeni okul, yeni arkadaş senin için de iyi olacak!” diyor. Neyse günlük 21.30 oldu yatmamız gerek bay bay!
Günaydın günlük! Bugün Pazartesi. Kahvaltımı ettim ve şimdi de babam arabayı hazırlıyor. Nihayet okula geldim ve ilk dersimdeki öğretmen çok tatlı bir öğretmendi. Adı Güneş’ti öğretmenimizin. Neden bilmiyorum ama bana çok benziyordu. Sonra bizi, onun kurduğu bir müzeye götürdü (sınıfça). Müzede eskiden yaşamış insanlar vardı. Galileo, Macellan ve Cristof Colomb gibi. Güneş öğretmen dedi ki, ” Buraya gelmemizin sebebi size eski yaşamış insanları göstermek. Hadi serbestsiniz istediğiniz yeri gezin!” dedi. Ben de Girilmez yazan bir kapı gördüm. Oraya gittim. Girilmez yazan kapıyı ardına kadar açmış bulundum. İçeri girdim ve kapıyı usulca kapattım. Çok şaşırmıştım! İçeride benim resimlerim vardı! Ve sonra bir not buldum. Bu Güneş öğretmenin yazısıydı.
Hatırlarsanız bu müze Güneş Öğretmen’in. Ve bu bir not değildi. Bu bir dosyaydı. İçinde Güneş Öğretmen’in adı- soyadı ve benim annemin adı-soyadı yazıyordu! Ve altında da ; ” Berk adlı erkek çocuğu, Selma Hanım’a (benim annem) Güneş Hanım devrediyor” yazıyordu. Tam o sırada Güneş Öğretmen, “gelip ne yapıyorsun burada?” diye sordu. Ben de ona dedim ki; ” Güneş Öğretmen’ im siz benim annem misiniz?” dedim o da olumlu olarak başını yukarı aşağı salladı.
Eve gidince anneme dosyayı gösterdim ve dedim ki, “Anne, sen benim üvey annem misin?” o da başını olumlu olarak salladı. Sonra uyudum. Sabah olunca hemen arabaya atladım ve okula gittim. Hemen Güneş Öğretmen’e yoksa annem mi demeliyim hemen ona koştum ve dedim ki; “Eğer siz benim gerçek annem olsaydınız bana bakardınız, beni beslerdiniz ama beni başka birisine vermeyi tercih ettiniz. Bu durumda beni doğuran kişi benim annem değildir. Beni besleyen kişi benim gerçek annemdir.” dedim. Okul bitince anneme de bunları söyledim ve bana sarıldı. Gerçek aile çocuklarını sevenlerdir…