Her zamanki kitap adlı kitabımı eline aldı ve okumaya daldı. Aslında kitabın konusu basitti ama kitap çok sürükleyiciydi, nedense kitabı okumadan duramıyordu. Tam o sırada bahçeden gelen gürültüyle yerinden sıçradı. Kitabı eline alıp pencerden uzanıp dışarı baktı. Çocuklar kavga ediyordu ve aniden kitabı pencereden dışarı düştü. Çocuklar kitabını alıp yırttılar ve gülmeye başladılar. Çok sinirlendi ama çocuklardı işte, bir şey diyemedi. Üzüldü… Bir sonraki gün umutsuzca kitabını aradı aklına gelmedi çöpe gittiği. Ağlamak istedi ama umutsuzdu. Düşündü nasıl yazıyorlar böyle güzel kitapları, onların ne farkı ondan. O akşam geç saatlere kadar uyumadı, araştırdı kitap yazmaya baktı, zor gözükmedi gözüne. İlk yazısını yazmaya başladı. Fakat aniden uykuya daldı. Sabah yazmaya başladığı kitabı yazmaya devam etti ve 1 hafta içinde yaklaşık 200 kitap sayfası olan bir kitap çıktı ortaya. İşte bu benim en yakın arkadaşımın yazar olma hikayesi.
