O gün…

O gün, üniversiteli gençlerin bir araya geldiği bir toplantıdaydı. Toplantı, üniversitenin kütüphanesinde düzenlenmişti ve gençlerin birçok farklı konuda görüşlerini paylaşmaları için yapılmıştı. Aralarında tartışmalar, fikir alışverişleri ve önerilerin yer aldığı bu toplantıda, bir genç kızın söylediği cümle, tüm katılımcıların dikkatini çekti.

“Son kararın mı?” diye sordu kız. Sessizlik hâkim oldu. Katılımcılar birbirlerine bakarak, ne demek istediğini anlamaya çalıştılar.

Kızın adı Aylin’di ve son sınıf öğrencisiydi. Öğretmeni onunla birlikte toplantıya katılması için teşvik etmişti ve Aylin de fikirlerini paylaşmak için oradaydı.

“Evet, son kararım,” diye devam etti Aylin. “Hayatımda bugüne kadar verdiğim en önemli kararı alacağım ve bu karar benim geleceğimi belirleyecek.”

Katılımcılar merakla dinliyorlardı. Aylin’in ne tür bir karar vereceğini bilmek istiyorlardı.

“Ben doktor olacağım,” dedi Aylin kararlı bir sesle. “Tüm hayatım boyunca bu mesleği yapmak istedim ve artık bu kararı verdim.”

Katılımcılar alkışladılar ve Aylin’in kararlılığına hayran kaldılar. Ancak Aylin’in verdiği bu kararın kolay olmadığını biliyorlardı. Tıp fakültesine girmek için çok çalışması gerekecek ve bu süreçte birçok zorlukla karşılaşacaktı.

Aylin, kararını vermişti ve artık harekete geçme zamanı gelmişti. Geleceğini şekillendirmek için yola koyuldu ve tüm zorluklara göğüs gerdi. Sınavlar, stajlar, yoğun çalışma temposu derken yıllar geçti ve Aylin sonunda hayallerindeki mesleğe kavuştu.

Artık doktor olan Aylin, gençlerin düzenlediği toplantılara katılıyor ve kendi hikayesini anlatarak, diğer gençlerin de hayallerini gerçekleştirmeleri için ilham veriyor. O gün “Son kararın mı?” diyerek verdiği kararın ne kadar doğru olduğunu bir kez daha anlamıştı. Çünkü o karar, onu hayallerine kavuşturan yolun ilk adımı olmuştu.

Aylin, artık bir doktor olarak hastalarına yardım ediyor ve onların sağlıklı bir şekilde yaşamaları için mücadele ediyordu. Ancak, bir gün hayatı beklenmedik bir şekilde değişti. Bir sabah, Aylin evden çıkarken birden yere yığıldı. Ailesi hemen onu hastaneye götürdü ve yapılan testler sonucunda Aylin’in ciddi bir hastalığa yakalandığı ortaya çıktı. Hastalık, doktorların bile tedavi edemediği bir tür kanserdi. Aylin, tedavisi için birçok farklı yöntem denedi ve birçok doktorla görüştü. Ancak hiçbir şey işe yaramadı. Durumu her geçen gün kötüleşiyordu ve Aylin’in hayatı tehlikede idi.

Bu durum karşısında, Aylin ne yapacağını bilemez hale gelmişti. Tüm hayatını doktorluk yaparak geçirmek istemişti, ancak şimdi kendisi hastaydı ve tedavi edilemez bir hastalığa sahipti.

Bir gün, Aylin yine hastanede yatarken, o toplantıdaki cümlesi aklına geldi: “Son kararın mı?” Şimdi kendisi son kararını vermek zorundaydı. Hayatı boyunca doktor olmayı hayal etmişti, ancak artık durum farklıydı. Kendisi de bir hastaydı ve hayatta kalmak için savaşmak zorundaydı.

Aylin, verdiği kararın doğru olduğunu biliyordu. Artık doktorluk yapamazdı, ama hayatta kalmak için mücadele edebilirdi. Tüm enerjisini, gücünü ve kararlılığını sağlığına kavuşmak için kullanmaya karar verdi. Amansız bir mücadeleye girdi ve hayatını kurtarmak için çaba sarf etti. Sonunda, yoğun tedaviler ve ameliyatlar sonucunda hastalığı yenmeyi başardı. Yaşadığı bu deneyim sayesinde hayatın önemini ve kararlarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamıştı. Artık doktor olamazdı, ama hayatta kalmayı başarmıştı. Verdiği son karar, hayatını kurtarmıştı ve bu onun için en önemli şeydi.

(Visited 7 times, 1 visits today)