Peri Masalı

Bir masal ülkesiydi burası,her şeyin mümkün olduğu bir masal ülkesi…Öyle bir yer ki her hayalin gerçeğe dönüştüğü,her şarkının bir peri tarafından söylendiği,her insanın hatta hayvanların bile yüzünün güldüğü bir yer.Yeni uyanıp perdeleri açtığınızda karşınıza ilk çıkan şeyin,güneşin,bile size bakarak günaydın demesini hissettiğiniz bir yer hatta o bile gülüyor.Sanırım gerçekten bir peri masalındayım.

Gözümü açar açmaz kedim yatağıma tlayarak beni uyandırıyor.Resmen bana kalk ve mamamı ver der gibi ama öyle içten miyavlıyor ki konuştu konuşacak.Kalkıp ona yemeğini veriyorum ve bana gelip teşekkür ediyor ya da ben o dakikalarda gözlerimi dahi açamadan rüya görmeye devam ediyorum.Ama çok net duymuştum resmen bana teşşekkür etti…En azından gözleri bana onu hissettirmişti.Çok severim onu,annemin öpücüğü kadar değerli babamın saçımı okşaması kadar samimi ce içten gelir bana…

Hiç zaman kaybetmeden aşşağıya iniyorum.Merdivenlerde bir kaç küçük ağaç gözüme çarpıyor.Eminim ne alaka evin içinde ağaç diyeceksiniz.İnanın küçücük bir fikrim dahi yok.Neyse diyorum içten içe,sanırım büyük bir uyurgezerim, ve aniden babam çıkıyor önüme ona sarılarak günümün ilk aktivitesini gerçekleştiriyor gibi oluyorum.Babamla sıcak bır sarılma sonrası arkamı döndüğümde gördüğüm şeyin hala o olup olmadığını düşünüyorum günlerdir.Bİr de ne göreyim…Evin içinde bir papağan,hani şu kırmızı olanlar varya kocaman olandan.Ona yaklaşmayı,sevmeyi bırakın yanına bile yanaşamıyorum ama inanın o bile bana gülümsüyor.Mutfağa geçtiğimde olaylar iyice değişik bir hal almaya başlıyor…

Karşımdan hızlıca bir şeyler geçtiğini görüyorum.Arkasından koştuğumda onun benim küçük kardeşim olduğunu fark ediyorum fakat tekrardan aklıma soru işaretleri doluyor.Nasıl olurda 3 yaşındaki kardeşim ayaklanıp koşuyor ve inanın ona zor yetiştim.Aklımdan bu sorular geçmeye dursun geldiğim yeri anlatmam gerçekten sizin benim bir deli olduğum konusunda net bir fikre varmanıza yardımcı olacak.Normal 2 katlı bir evde oturuyorduk fakat mutfak hiçte bir evin mutfağı gibi değildi.Şöyle bir gözlerimi ovuşturduktan sonra kednıme tekrardan gelmeye cçaba gösteriyorum.Resmen ormanın içindeyiz,inanabiliyor musunuz?Her sabah olduğu gibi olmadığını kedimin bana gülmesinden anlamış olmalıydım.Annem masanın başında durmuş bana her zamanki gibi geç kaldığımı söylüyor.Ve omzunda bir maymun var.Anne eğer rüyadaysam lütfen kaldır beni de ben de okula gideyim şu rüyaları arkdaşlarım anlatayım diye dua ediyorum…

Hava,kuşlar ve masanın hemen arkasından gözlerimin iliştiği denizi görüyorum.Resmen çarşaf gibi hatta ve hatta içindeki balıklara kadar görüyorum.Nadir türler olsa gerekler gerçekten göz büyüleyici güzellikteydiler.Neyse masaya oturuyorum ve bir güzel yemek ne varsa hepsini bir süpürge edasıyla bitiyorum,en fazla 10 dakka sürmüştür,bir dakika ya ben 40 kilo bir çocugum nasıl oldu da ben bu kadar yemek yedim.Babam,kardeşik,annem ve yılışık kedim masanın köşesine geçmiş mutlu mesut denizi izliyorlar demek isterdim fakat o kadar korkutucu bir andı ki, korku filminde fırlamışçasına bir anda boyunları dönüp bana bakmaya başladılar.O sevimli kedim vardı ya bir anda bir yaratığa dönüşmüştü adeta…

 

Anne! Lütfen yatma saatimin geldiğini bana hatırlatmayı bırakıp izlediğim çizgi filmdeki anıları günlüğüme yazmamı engellemez misin?Neyse sevgili günlük umarım seni korkutabilmişimdir…

(Visited 52 times, 1 visits today)