Sihirli Dünya

Okullar yeni kapanmıştı. Tatilin gelmesiyle hepimiz çok mutlu olmuştuk. Arkadaşım Lily ile hafta sonu buluşmaya karar verdik. Birlikte tatilin tadını çıkaracaktık.

Hafta sonu erkenden kalktım. Çok heyecanlıydım. Lily okulun bahçesinde buluşalım, demişti. Hazırlanıp hemen okulun bahçesine gittim. Lily benden önce gelmişti. Okulun etrafında gezmeye karar verdik. Arka tarafa gidince daha önce hiç görmediğimiz bir kapı gördük. İkimiz de çok merak etmiştik. Acaba kapının ardında ne vardı? Kapıya yaklaşınca üzerindeki yazıyı gördük. Merakımız daha çok arttı. Birden ne olduğunu anlamadım. ” Girilmez!”  yazan kapıyı ardına kadar açmış bulundum. Lily yanımda olduğu için daha cesurdum. Birlikte içeri girdik. İçerisi inanılmaz parlaktı. Gözlerimizi açmakta zorlanıyorduk. Biraz vakit geçince ışığa alışan gözlerimiz daha iyi görmeye başladı. İçeride her yeri şekerden yapılmış bir oyun parkı vardı. Ağaçlar beyaz şekerden yapılmış parıl parıl parlıyordu. Kaydıraklar, salıncaklar her yer rengarenk şekerdi. Gözlerimize inanamadık. Hemen oynamaya başladık. Tabi şekerlerden de bol bol yedik. O kadar güzel bir yerdi ki mutluluktan başım döndü ayağımı burktum ve düştüm. O sırada her yer karardı. Bir ses geliyordu. Galiba annemin sesi… Elifçiğim sabah oldu, artık uyanmalısın. Gözlerimi zorla açtığımda annem karşımdaydı ve ben de yataktaydım. Etrafta ne şeker vardı ne de Lily. Her şeyin rüya olduğunu anlamıştım. Ama rüya o kadar güzeldi ki hala mutluydum.

Dünyada her şeyin şekerden olmasını belki bekleyemeyiz. Ama hayatımızı şeker yiyormuş gibi mutlu geçirebiliriz.

 

(Visited 54 times, 1 visits today)