Sınıf Farkları

Bir sınıflandırma düşünün; öyle ki sosyal farkları ortaya koyan, insanları sanki bu dünyadan değilmişçesine dışlayan, paranın kölesi olmuş bir toplumu ne düzeltebilir ki? İşte böyle bir çağadayız artık, yıl 2150 herkes insanoğlunun gelişmesini beklerdi değil mi? Ama hayır, biz gittikçe yobazlaştık ve modernleşmek gibi bir kavram bu çağda yok. Bu çağda insanların birbirini kalıplara sokup, sosyal farkların arasında çürüyüp ta ki bir çöpten ibaret olana kadar ki o süreyi gözlemliyorsun. Daha sonra ise o masum insanlar unutulup gidiyor. İnsanlar birbirlerine destek olmak yerine birbirlerini yok etmeye uğraşıyor, işte bu da bizim dünyamız.
Her şey 2100’de başladı, insanların başına hiç olamayacak bir şey gelip dünya tamamen tersine döndü, bu mecazi olarak ters değil, gerçekten de dünya ters döndü, yaklaşık bir yılda Dünya da büyük değişikler olmaya başladı, devletler bu durumun neden olduğunu hiçbir zaman çözemedi, ama herkesin bildiği bir şey vardı ki o da artık evimiz dediğimiz toprak gitmişti, sularımız boşluğa akmaktaydı, geriye ise bilmediğimiz hava kalmıştı. Bizim hiçbir şekilde bu kadar gelişmiş bir teknolojimiz yoktu ve hiçbir şekilde hazırlıklı değildik, büyük kayıplar oldu, ancak en sonunda bir çözüm bulup toprağın içine yeraltı şehirleri yapmak aklımıza geldi, böylelikle hem topraktaki besinleri kolaylıkla toplayabilecektik aynı zamanda da güvende olacaktık. Bu plan ellerindeki en işe yarar plandı. Ama bunları yapmak için baya bir zaman gerekti, 6 yıl hiç durmadan çalışıldı ve tamı tamına 20 tane yeraltı şehri kuruldu, insanlar bir süre orada yaşadı, 10 yıl boyunca insanlar orada yaşayıp madenler buldu, tarımda ilerledi, karanlığa alıştı. Değerli madenler bulundu ve bulanlar ödüllendirildi. Ama çok geçmeden yer altı şehirleri de işe yaramamaya başladı.
2117’de gökyüzüne uçan yerler yapılmaya başlandı çünkü en iyi çözümdü. Tabii ki yer altı şehirleri kalacaktı topraktan bağlayıp bu yerler yapılacaktı, yer altı tarım ve madencilik devam edecekti. Böylelikle insanların yemek ihtiyaçları karşılanacaktı, gökyüzüne koydukları yerler ise yüksek teknolojiye sahipti, öyle ki kendi enerjisini kendi üretebiliyordu. Bununla birlikte yavaşça sınıf farklılıkları yaşanmaya başladı, yıllar geçtikçe bu sınıf farklılığı daha da arttı ve büyük farklara sebep oldu. Yıl 2130 gösterdiğinde yetkililer insanları 5 gruba ayırdı, yeşiller, kahverengiler, maviler, kırmızılar ve altınlar olarak ayrıldı, yeşil tarım ve toprağı temsil etmekte, kahverengi ise maden ve yer altını temsil etmekte, mavi ise zekayı ve bilgeliği temsil etmekte, kırmızı ise koruyucu ve savaşçıyı temsil etmekte, en son olarak altın ise lüksü ve zenginliği temsil etmektedir. O yıldan bu yıla kadar bu düzen devam etmekte ve ben kim miyim? Ben yeşillerden Linayım.

(Visited 7 times, 1 visits today)