YENİ TELEFON

Yedi yıl önce yeni iş imkanları bulmak için yurt dışına çıkmıştım. Kendi ailemin de desteğiyle bir dükkan açabilmiştim. Üniversiteyi teknolojik aletler üzerine okumuş, şimdi de kendi markam üstüne teknolojik araçlar geliştirmeye çalışıyordum. Kendim gelirimi sağlarken daha önce hiçbir markanın bulamadığı bir sistem geliştirdim. Bu yeni telefon insanın hislerini saniyeler içinde kendi içindeki uygulamalardan biriyle anlayabiliyor ve kişisel raporunu çıkarabiliyordu. Aynı zamanda sağlıklı olup olmadığını vesaire de anlayabiliyor ve tavsiyeler de verebiliyordu. Aradan çok az zaman geçtikten sonra telefonum satışa sunulmuştu. Bununla birlikte hem ünlü olmuş hem de zengin olmuştum. Aynı zamanda bu telefonla uyumlu bir saat geliştirmeye başlamıştım. Hayat çok güzel geçiyordu. Tabii başka ürünler de geliştirmek için çabalıyordum. Ben bu büyük başarıyı elde edip yeni bir teknoloji bulunca bunu tanıtmam, hakkında bilgilendirme yapmam, gelecekte neler eklenebileceğini belirtmem ve çıkarabileceğim yeni ürünler üstünde fikir vermem için beni bir konuşmaya çağırdılar. Koşa koşa görüşmenin olacağı konferans salonuna gittim. Konuşmamı yapmak için alkışlar eşliğinde kürsüye çıktım. Tam konuşmaya başlayacaktım ki kalabalığın arasında onu gördüm. Ben ona, o bana bakıyordu. Göz kırptım, o da bana kırptı. İnsanlar dik dik bana bakıyordu. Sanki içlerinden “Bu boşluğa bakan kişi mi buldu bu telefonu?” diyorlardı. Kalabalığın içinde kendimi görüyordum. Ancak insanlar oraya bakmalarına rağmen hiç şaşırmıyorlardı. Tam kafayı yediğimi düşünürken bir anda annem “Hadi kalk okul vakti dedi.” Donarak yatağımdan çıktım. Klişe son geldi.

(Visited 57 times, 1 visits today)