Aytmatov’un Cemile’si

Cengiz Aytmatov’a büyük şöhret kazandıran Cemile kitabı, pek çok kişilerce ilgi odağı olmuş ve beğeni toplamış bir kitap. Hikâye, Aytmatov’un da memleketi olan Kırgızistan’da geçmektedir. Etkileyici doğa tasvirlerine fazlaca yer verilmiş ve akıcı bir dil kullanılmış. O kadar sürükleyici bir kitap ki okumayı bitirmeden elinizden bırakamıyorsunuz. 70 sayfalık bu eser, bir aşk hikâyesini, bir çocuğun gözünden oldukça doğal ve masum bir şekilde anlatımını konu edinir.

cengiz aytmatov cemile ile ilgili görsel sonucu

Cemile; oldukça güzel, varlıklı bir aileye gelmiş gelindir. Hayat dolu, hareketli ve becerikli bir karakterdir. Eşi Sadık, harpten dolayı köydeki diğer erkekler gibi savaşa gitmiştir. Cemile kayınvalidesi ve Sadık’ın kardeşi Seyit ile yaşıyordur. Hikâye, Seyit’in bakış açısıyla anlatılır.

Savaş nedeniyle Onbaşı Orozmat Cemile’nin de diğer kadınlar gibi erzak taşımasını ister. Kayınvalidesi ilk başta bu duruma  karşı çıkar ama Sadık ile birlikte bu işe girişirler. Aynı zamanda Danyar adında bir savaş gazisi de onlarla çalışmaya başlar. Danyar; sessiz, sakin, içine kapanık, yalnız kalmayı tercih eden birisidir. Evi barkı yoktur ve bir bacağı sakattır. Cemile ve Seyit ilk başta sürekli onunla şakalaşırlar fakat bir ağustos gecesi, Danyar’ın aslında içinde ne kadar duygusal ve etkileyici bir insan olduğunu, tutturduğu büyülü türküsünden anlar. Bu günden sonra her şey değişir ve Cemile Danyar’a kapılmaya başlar. Seyit her ne kadar Cemile’nin başkalarıyla yakın olmasına kızsa da onların bu durumunu anlar. Onların zihnindeki görüntüsünü resmeder ve bu şekilde içindeki resim yapma aşkını keşfeder.

Sadık, savaşta yaralanmıştır ve hastanede kalıyordur. Eve dönmesine az bir vakit kala Cemile ve Danyar köyden kaçarlar. Kahraman onları kaçarken görür ve peşlerinden koşar ama gücü yetmez ve olduğu yere yığılıp ağlar. O sırada kendisinin de aslında Cemile’ye aşık olduğunu fark eder.

Cemile’nin gidişinden en çok annesi etkilenir ve elden ayaktan düşer. Seyit ise hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi yapar. Bir gün abisi yaptığı resmi bulur ve onu hain ilan eder. Ama Seyit, Cemile’nin gitmesi konusunda Cemile’ye hak vermektedir. Seyit kendini geliştirir ve eğitim alır. Sonunda başarılı bir ressam olur.

Yürekleri ısıtan bu aşk hikâyesi, Aytmatov’un kelimeleri ve cümleleri ile büyülü bir hale dönüşüyor ve sanki oradaymışız gibi hikâyeyi yüreğimizde bize hissettiriyor. Bazen hayat bizden seçim yapmamızı ister ve kalbimizin sesini dinleriz. Cemile de bunu yapmış. Olacakları düşündükten sonra hiçbir şeyin kendi mutluluğundan, aşkından daha değerli olmadığını düşünüp bu yolu seçmiş. Kalbin ve mutluluğun yolunu… Seyit ise bu güzel aşka tanıklık etmiş ve her ne kadar abisine ihanet etmiş olacak olsa da onlara engel olmamış. Aslında Seyit; içinde cevaplayamadığı soruları, hayatın anlamını ve önemini, onların bu aşkından çıkarmış ve onların mutlak mutluluğunu istemiş.

Aytmatov’un ellerine sağlık. Her anlanmada çok etkileyici olan bu eseri mutlaka okumanızı tavsiye ederim.

(Visited 180 times, 1 visits today)