Geleceğin Yaratıcıları Gelecekte

Yüzyıllardır insanoğlu edindiği bilgileri başkalarına aktarma ihtiyacı duymuştur. Zamanla bu uğraş bir meslek haline gelmiş günümüzdeki adıyla “öğretmen” kavramını almıştır. Öğretmenler küçük yaştan itibaren öğrencilerine gelecek hayatlarında yardımcı olacak birçok bilgiyi öğretirler. Peki, gelecekte bu meslek nasıl değişecek?

Gelecek denince birçok insanın aklında canlanan dünya teknolojinin en üst düzeyde olduğu, robotlarının insan hayatının vazgeçilmez bir parçası olduğu yepyeni yerdir. İleride gelişen teknoloji ile birlikte eğitim sistemleri de tamamıyla değişerek okullardaki öğrenim tarzlarını da değiştirecek. Öğretmenler öğrencilerin öğrenme süreçlerine daha kişiselleştirilmiş, özel bir yaklaşım benimseyecekler. Öğrencilerin ayrı ayrı her dersteki ilerlemelerine dair veriler robotlar tarafından analiz edilerek öğretmenlere sunulacak. Bu sayede öğretmenler her bir öğrenci hakkında detaylı bilgilere ulaşarak öğrencileri tanıyacak ve onları yetenekleri doğrultusunda yönlendirecek. Aynı zamanda eğitimde kullanılan materyaller değişecek. Öğretmenler, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik ve diğer teknolojileri kullanarak öğrencilerin öğrenme deneyimlerini daha ilgi çekici hale getirecekler. Örneğin, öğretmenler, tarihi olayları veya bilimsel kavramları canlandırmak için artırılmış gerçeklik uygulamalarını kullanılacak bu da öğrencilerin derse ve öğrenmeye olan sevgisini daha da arttıracak.

İnsanlar arasında popüler olan bir diğer görüş ise robotların ileride öğretmenlerin yerini alacağıdır. Robotlar her geçen gün daha da gelişse de robotlar duygularını yansıtamazlar. Oysaki, öğretmen olmak, sadece bilgi aktarmak değil, aynı zamanda öğrencilerin duygusal ihtiyaçlarını karşılamak, öğrenme stillerini anlamak ve öğrencilerle kişisel bağ kurmak gibi birçok farklı beceriyi gerektirir. Öğrenciler, farklı öğrenme stillerine sahip oldukları için, öğretmenlerin farklı öğretim yaklaşımları kullanmaları gerekebilir. Örneğin, bazı öğrenciler görsel öğrenme stiline sahipken, diğerleri işitsel veya dokunsal öğrenme stilini tercih edebilirler. Robotlar, bu farklı öğrenme stillerine uyum sağlama konusunda yetersiz kalır. Bunların yanında bir de öğretmenler tarafından öğrencilerin duygusal ihtiyaçlarının karşılanması da öğrencilerin hayatların da büyük bir öneme sahiptir. Öğretmenler ayrıca, öğrencilerin başarısızlıklarıyla başa çıkmalarına yardımcı olmak ve onları motive etmek için de önemlidirler. Fakat yapay zeka robotları bunları gerçekleştirebilecek becerilere sahip değildirler. Her ne kadar öğretmenlerin anlattığı bilgileri robotlarda verebilecek olsa da her zaman bir şeyler eksik kalacaktır.

Öğretmenlerin dersler sırasında teknolojinin sunduğu imkanlardan yararlanmaları öğrencilerin eğitim deneyimlerini zenginleştirir. Öğretmenler, teknolojiyi kullanarak öğrencilerinin öğrenme gereksinimlerini, yetenek ve ilgi alanlarını daha iyi anlayabilirler ve onlara gerekli, dijital kaynaklar sunabilir, onları ihtiyaçları olan konularda destekleyebilirler. Bu kaynaklar, öğrencilere çeşitli platformlarda sunularak öğrenme sürecinde etkileşim ve özelleştirme şanslarını artırır. Eğitmenler ve öğrenciler arasındaki doğrudan oluşan ilişki, eğitimde teknoloji kullanımına rağmen bir şekilde varlığını sürdürecektir. Robotlar veya yapay zekanın yapabildikleri bir öğretmenin yerini tutmaya yetmez. Öğretmenler, öğrencilerin öğrenme gereksinimlerini anlamalarına ve öğrenmenin önündeki engellerin üstesinden gelmelerine destek olarak onları başarıya götüren en büyük etkendir.

(Visited 5 times, 1 visits today)