Okul Yeter Mi?

Hepimiz kaliteli okullarda okumanın hayalini kuruyoruz. İyi okullara girebilmek için ailelerimiz büyük maddi yükümlülük altına giriyorlar ya da bizi çok zorlayan, birçoğumuzu hayal kırıklığına uğratan ağır sınavları geçmek zorunda kalıyoruz. Bizi hayata hazırladığı iddia edilen bu okullara girebilmek ve mezun olabilmek adına harcanan maddi, manevi çabalar zorlayıcı olmaktadırlar.

Peki, istediğimiz bir okula yerleşmiş olmamız yeterli mi?

Tabii ki hayır! Bir de bu okulları bitirmek lazım. Okula girerken olduğu gibi kitap, defter, destekleyici dersler gibi harcamalar ve cumartesi dahil olmak üzere her gün okul, her gün ev ödevi, sanki bizi tanımıyorlarmış gibi öğretmenlerimize kendimizi ispat etmek için geçmemiz gereken onca sınav…

Esasen herkesin okullardan ( eğitimden ) beklentisi öğrencilerin nihai olarak iyi bir hayat sürebilmeleri için ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri parayı kazanmak üzere meslek sahibi olmalarıdır. Ama bence bu eksik bir bakış açısıdır. Okullar zamanımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz mekânlardır. Ayrıca okul dışında kalan zamanımızı da ödevler ve sınavlara hazırlanmak gibi okulla doğrudan ilgili konularla geçirmekteyiz. Bu durumda okullar sadece mesleki gelişime önem verir ise öğrenciler; sosyal beceriler, iletişim becerileri, vs. konularda eksik kalırlar. Dolayısıyla okullarda temel eğitimin, mesleki eğitimin yanı sıra sosyalleşebilecekleri, iletişim kurabilecekleri, etkileşebilecekleri, enerjilerini; kültür, sanat, spor gibi alanlarda harcayabilecekleri ortamlar sağlanmaya çalışılmaktadır.

Ancak bilinmelidir ki her kişi kendine özgü yeteneklere, kapasiteye ve isteklere sahiptir. Ayrıca toplumun yapısı da farklı kişilik yapılarına, farklı yetenekteki insanlara ihtiyaç duyar. Eğer tek tip insan olsaydı ve bu da toplumlara yetseydi mükemmel insan yetiştiren ve insanları hayata tam olarak hazırlayan okullar kurmak mümkün olurdu. İnsanlar arasında büyük farklılıklar olması ve insanların gelişim sürecinde sürekli olarak değişmesi bu insanların ihtiyaçlarına göre eğitim vermeyi ve onları hayata hazırlamayı çok zorlaştırmaktadır. İnsanların göstermiş olduğu bu değişimlerin yanı sıra toplumlar da hızla değişmektedir. Toplumda bugün değerli kabul edilen meslekler, yaşama biçimleri ve ahlaki değerler sürekli değişmektedir. Bu kadar çok parametrenin etkilediği bir olguda mükemmel eğitim sistemi kurmanın ne kadar zor hatta imkânsız olduğunu herkesin kabul etmesi gerekir.

Bence bir okul temel, bilimsel gerçekleri öğrencilerine veriyor; özgür düşünceyi destekliyor ve kişisel farklılıklarına saygı gösteriyorsa öğrencilerini hayata hazırlıyor demektir. Hazırlamak demek hazırlamak demektir. Asla hayatı, hazır paket olarak öğrencinin kendisine sunmak değildir. Okul hayata hazırlar. Ancak kişi, bu hazırlıkları kullanarak kendisine farklı bir hayat kurar, yolunu kendisi çizer. Dolayısıyla öğrencinin biraz zorlanması da doğal karşılanmalıdır. Genel olarak bu durumu herkes bilir, amacı farklı olarak kurulmuş bazı okullar dışında geriye kalan tüm okullar imkânları çerçevesinde bu doğrultuda eğitim vermeye çalışmaktadır.

İyi bir eğitim vermek maddi imkânlara, ailelerin tutumuna ve genel ortama bağlı olduğu için ideal eğitimin varlığından söz etmek mümkün değildir. Geliştirilebilecek daha çok konusu olmasına rağmen mevcut haliyle bile eğitim sistemi, insanı hayata hazırlamak adına çok katkıda bulunmaktadır.

(Visited 47 times, 1 visits today)